Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda ve mahkemenin karar gerekçesinde bir çok somut iptal nedeni ortaya konuldu. Özellikle konunun çevresel etkisi nedeniyle, Orman, su, flora, fauna (Ekosistem değerlendirmesi) başlıklarında projenin zararlı olacağı ortaya konularak,  ÇED raporunun, çevrenin korunmasına yönelik olarak somut çözümler ve gerekçeler üretmekten uzak ve yetersiz olduğu belirtildi. Bunun üzerine, Erzincan İdare Mahkemesi, 28.02.2018 tarihinde Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “ÇED Olumlu Kararı’nı” iptal etti. İptal kararında, baraj nedeni ile yaşam alanları tehlikeye düşecek balıkların bulunması, proje sahasında heyelan riskinin bulunması ve daha önce belirtilen bir çok eksikliğin giderilmemesi gibi onlarca iptal gerekçesi yer aldı.

Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan davanın avukatlarından Sezai Demirbilek, ÇED raporu verilmeden önce gerekli incelemelerin yapılmadığına dikkat çekerek, alınan kararın bölge halkını ziyadesiyle memnun ettiğini söyledi.

Avukat Sezai Demirbilek açıklamasında; “Kemah Barajını yapılacağı alan Acemoğlu boğazı. Burada tutulacak olan karasu nehri bütün Kemah Vadisi'nin sular altında bırakıyor. Erzincan ovasının bir kısmı da sular altında kalıyor. İdare mahkemesine açtığımız dava da şunu söyledik, Karasu'nun tek özgür aktığı nokta bu nokta. Çünkü diğer bütün noktalarında 9 ayrı baraj projesi var 200 kilometrelik alanda faaliyete geçmiş, 4 baraj da proje aşamasında, 3 baraj projesi daha var. Oraya bir havza planlaması gerekiyordu. Bu bölgede bununla ilgili yaptığımız başvuruyu değerlendirdi İdare Mahkemesi yine böyle bir tip barajın 1. derecede deprem bölgesi olan Erzincan'da fayları tetikleme riskinin olma olasılığı vardı. Mahkeme gerekçesinde bunu da belirtti. Burada ciddi bir deprem riski oluşturabilir bu barajın kütlesi. Yine bölge 1. dereceden heyelan bölgesi özellikle esimli bölgesinde çok ciddi heyelan belirtileri var bilirkişi buraya geldiklerinde buradaki incelemede burada meydana gelen bir heyelanın baraj gövdesini patlatabilecek bir riski olduğunu, bununla ilgili hiçbir önlemin ÇED dosyasında oluşturulmadığını belirttiler. Yine bu bölgede çok ciddi ve tarım ve hayvancılık faaliyeti var bu baraj nedeniyle 15 köy direkt etkileniyor. Onlarca insanın göç etme hususu var. İnsanların nereye gideceklerini nasıl yaşayacakları bu konuyla ilgili ciddi bir sosyal proje hazırlanmadığını belirtti İdare Mahkemesi. Ayrıca bu bölgede İstanbul Arkeoloji derneği gelip 28 noktada arkeolojik bulgular buldu urartulardan kalma tarihi Kral Yolu'nun hemen buranın arkası patlatma ve barajlardan çok ciddi zarar göreceği belirtildi. Ve bu 28 noktanın koruma altına alınması gerektiğini belirtti raporda. İdare Mahkemesi özellikle şunu söyledi, bu barajın yapılmasında yaşamın yok olabileceği, buradan 28 tür balık çeşidinin yok olmayla karşı karşıya kaldığını, bu proje ile ilgili hiçbir önlemin olmadığını, yine Munzur Milli Parkı burada sadece 15 kilometre uzaklıkta, bu baraj etkilerini Munzur milli Parkı'ndaki endemik bitkileri nasıl etkileyeceği konusunda yine hiçbir çalışma olmadığını belirtti. Yani bölgede fauna Flora veya bana yaban hayatın korunması ile ilgili hiçbir çalışma yapılmamış. Bütün bir iklimi etkileyecek bu proje ile ilgili sadece 2 saatlik zemin çalışması yapılmış bitki çalışması yapılmış. Tüm bu hususlar değerlendirilip iptal kararı verildi. Bu kara bölge için sevindirici, çünkü yazın bu bölge hemen arkası Kemah Vadisi ve 15'e yakın köy var. Özellikle İstanbul'dan, Avrupa'dan, İzmir'den, Ankara'dan onlarca kişinin nefes aldı bir bölge. İnsanlar köylerine geliyor, mezar yerlerini ziyaret ediyor, bölgede yine bölge halkı açısından kutsal sayılacak birçok alan var, birçok nişangâh var. Bunların da sular altında kalma olasılığı mevcuttur. Zaten gördüğünüz gibi bu Acemoğlu Kanyonu başlı başına bir tabiat harikası. Burada bir baraj gövdesinin yapılması bu kanyonu tamamen yok edecek. Bu kamyonun başlı başına koruma altına alınması gerekiyor. Şu anda Erzincan İdare Mahkemesi projeyi iptal etti. Fakat tabi danıştay süreci var, proje ile ilgili yeniden ÇED’in recerv edilmesi var. Bu işler artık Türkiye'de çok kolay hale geldi. Hani bakkaldan ekmek almak gibi kolay artık gidip ÇED revize etmek, ÇED olumlu kararı almak.  Kamu yararı gösterildi fakat bu projenin sonucuna baktığımızda hiçbir kamu yararı göremiyoruz. Çünkü demir yolumuz sular altında kalıyor, demiryolunu yerinin değişmesi gerekiyor, kara yolunun değiştirilmesi gerekiyor, Nato boru hattı var bu bölgede bunun değiştirilmesi gerekiyor. Yani maddi açıdan da kamuya çok ciddi maddi bir yük yükleten bir husus. Zaten kamu yararı sadece enerji üretmekten daha ziyade bölgenin bütün ekonomik hususunu gözetmek gerekiyor” diye konuştu.

Köylü vatandaşlardan Hayal Sezgin, köylerinden ayrılmak istemediklerini belirterek; “Burası bizim yurdumuz, vatanımız buraları bırakamıyoruz. Hastamız var, malımız var. Şehirde geçinmek çok zor, şehre gidemiyoruz. Biz köyümüzü istiyoruz. Baraj bize lazım değil, bize köyümüz lazım” dedi.  

Köylü vatandaşlardan Elif Taner ise, yıllar sonra köyüne döndüğünü dile getirerek; “40 yıl sonra doğduğum köyüme geri dönmek zorunda kaldım. Çünkü büyük şehirlerde yaşamak istemiyorum. Kendi atalarımın, dedelerimin yurdunda yaşamak istiyorum. Gelecek nesiller için, yeğenlerim için bu baraja hayır diyorum. İstemiyoruz barajı ve doğal güzelliklerin yok olmasına izin veremeyiz” diye konuştu.

Barajın kendilerine ölüm getireceğini dile getiren felç hastası Mehmet Sezgin ise açıklamasında; “Ben 25 senedir felcim. Ama köyüm ne doktor istedi, ne şehir istedi. Köyümde yaşamak istiyorum. Köyüm ilaç gibi bana. Ama barajı hiç istemiyorum. Ben burada yaşadım burada ölmek istiyorum. Baraj bizim için ölümdür. Baraja hayır” diye konuştu.

Son olarak konuşan Gülşen Esen isimli köylü vatandaş; “Bu baraj çalışmalarının yapıldığından beri biz mücadele ediyoruz, baraj istemiyoruz. Buraların her tarafı köy ve köy meraları. Köylüler bu barajdan hep etkilenecek. Burada herkes malcılıkla uğraşıyor. Koyunları var, inekleri var. Zaten köylere ait olan meralar sadece bu Fırat kenarı. Eğer burada baraj olursa, 24 köy buradan sürgün edilmek zorunda” diyerek düşüncelerini katardı.

Editör: Doğu Gazetesi