Sunumda, buzağı ishalinin sütçü sürülerde görülen en önemli problemlerden biri olduğunu kaydeden Veteriner Hekimi Özgür Çelikel, “İshaller, tedavi masrafları ve düşük performansa bağlı olarak olan belirgin ekonomik kayıplara neden olur. Hasta buzağılarda, dehidrasyon, elektrolit dengesizliği ve asidoza yol açan şiddetli bir ishal görülür. Kurtulan buzağılar ise hiçbir zaman potansiyel verimlerini ortaya koyamazlar. Buzağı ishalleri çeşitli nedenlere dayanan karmaşık bir hastalıktır” dedi.
Veteriner Hekimi Özgür Çelikel, buzağı ishalleri ve korunma yolları hakkında şu bilgileri verdi:
“Genellikle doğumdan sonraki 2-10 gün arasında görülen, mikrobun kana karışması yoluyla enfeksiyonlara yol açan, yeni doğan buzağılarda ani ölümlerle karakterize bir hastalıktır. Çok ciddi ekonomik kayıplara neden olan bir hastalıktır. Hastalığın etkeni genellikle E.coli'dir. Doğal olarak çevrede, insan ve hayvan bağırsaklarında bulunan Gram (-) bir bakteridir. Hastalık daha çok, uygunsuz bakım ve beslenme koşulları nedeniyle direnci azalan buzağılarda ortaya çıkmaktadır. Yeni doğan hayvanların bir arada tutulduğu bölgelerde, soğuk, pis, rutubetli ve karanlık ahırlarda enfeksiyon daha yaygındır. Bakteri normal olarak hayvan barsağında vardır. Direncin azalmasıyla bu bakterilerin sayısındaki artış enfeksiyona neden olur. Buzağıların direncini azaltan nedenler; Ahırın temiz olmaması, ahırın rutubetli, çok sıcak ya da soğuk olması, annenin gebeliğin son aylarında farklı ahıra nakledilmesi, buzağının ağız sütünü içmemesi, buzağılara içirilen süt miktarının çok fazla olması, içirilen sütlerin soğuk ya da bozuk olması, güç doğum, yeni doğan buzağılarla, yetişkinlerin bir arada tutulması, mevsim durumu (Özellikle kış sonları ve ilkbahar başları), stres, beslenme düzensizliği, suni emzirmeler, A vitamin eksikliği, bulaşma. En önemli bulaşma yolları: Sindirim yoluyla bulaşma: Enfeksiyona en fazla yeni doğanlar duyarlıdır. Yavrular hastalık etkenini ilk olarak annelerinden emdikleri sütle alırlar. Hayvanların dışkıları mikrop kaynağı olup, bulaşmada önemli role sahiptir. Doğumdan sonra yavrunun özellikle dışkı ile bulaşık gıda yada suları ağız yoluyla almasıyla vücuttaki bakteri sayısı artış gösterir ve hastalık ortaya çıkar. Göbek kordonu yoluyla bulaşma: Doğum sırasında hijyen kurallarına uyulmazsa, göbek kordonu yoluyla etken vücuda girer. Vücuttaki bakteri sayısı artar ve hastalık ortaya çıkar. Diğer bulaşma yolları: Intrauterin (Rahim içi) yolla, konjunktiva ve burun mukozası yoluyla bulaşmada söz konusudur.”
Veteriner Hekimi Özgür Çelikel, hastalığın belirtileri, tedavisi ve korunma yolları hakkında da şu bilgileri aktardı:
“Enfeksiyon genellikle hayvan doğduktan sonra ilk hafta içinde görülür. Hastalığın 3 formu vardır: Septisemik form (Mikrobun kana karışmasıyla seyreden form): Bakteri kan dolaşımındadır. Doğumdan sonraki 24 saatte ortaya çıkar. 40,5-41C yüksek ateşle seyreder. Gözlerde kanlanma ve iştahsızlık görülür. 1-2 gün içerisinde vücud ısısı normalin altına düşer, titreme, solunum sayısında artış, solunum güçlüğü görülür. Genellikle ishal gözlenmez. Hayvanlarda aniden ölümler meydana gelir. Hastalık çok hızlı seyreder ve 24-96 saatte ölümle son bulur. Enteritis formu (İshalle seyreden form): En çok görülen hastalık şeklidir. Bakteri kandan bağırsaklara geçer. 3-4 günlükten büyük buzağılarda görülür. 7-10 gün içinde, günde 8-10 kez tekrar eden sulu, pis kokulu, beyaz sarı renkte ishalle seyreder. Beyaz ishal olarak da adlandırılır. Hasta buzağıların kuyruk kısımları sulu ishalle bulaşıktır. Vücut ısısı artar. 24 saat içerisinde canlı ağırlığın %10'u kaybolur. Vücut ısısı normalin altına düşer. 2-3 gün içerisinde sıvı kaybı, depresyon, komayı takiben ölümle sonuçlanır. Enterotoksemik form (Zehirlenme ile seyreden form): Bağırsakta E.coli?nin fazla üremesi sonucunda zehirlenme belirtileri meydana gelir. Kondisyonu iyi olan hayvanlarda, 12-72 saat içinde ani ölümlerle sonuçlanır. Çok seyrek olarak görülür.
Tanı:
Hastalığın teşhisinde, doğumdan sonraki 3-5 gün içinde ortaya çıkan ishal olaylarına Buzağı Septisemisi (Kolibasillozis) denilebilir. Ancak buzağılarda hastalığı tanımlamak kolay olmasına karşın nedenin ortaya çıkarılması için laboratuvar muayenelerine ihtiyaç vardır. Bu amaçla, ölen yavru buzağı mümkünse kokuşmadan laboratuvara gönderilmelidir. E. coli mikrobunun yerleşik olduğu ahırlarda her yıl hastalık çıkar.
Tedavi:
Hastalar ayrılarak geniş spektrumlu antibiyotikler ve sülfonamidlerle tedaviye çalışılır. Analar gebeliğin 7.ayından itibaren kuruya çıkarılacağı zaman, E.coli aşısı ile iki hafta ara ile 2 defa aşılanır. Bunun için bir veteriner hekime başvurulmalıdır. Ayrıca yavrulara doğduktan hemen sonra bağışıklık arttırıcı serumlar uygulanır. Hayvanları kuvvetlendirmek için vitaminli preparatlar, ishal kesen ilaçlar, mineral maddeler verilir. Hayvanlara iyi bir gıda rejimi uygulanır ve hijyenik tedbirler alınır.
Korunma:
Gebe sağmal inekler kuruya çıkarılmalı, gebe ineklerin beslenmesine dikkat edilmeli (yeşil yem, kaliteli silaj, A vitamini takviyesi). Güç doğumlarda veteriner hekime haber verilmeli. Doğumun; temiz ve diğer hayvanlardan ayrı bir yerde yapılmalı. Doğum sonrası, buzağıların temizlenmeli, kurulanmalı ve göbek kordonunun antiseptiklendikten (ilaçlandıktan) sonra bağlanmalı. Ağız sütü buzağıyı hastalıklardan koruyucu maddeler taşıdığından çok gerekli, bu nedenle buzağının en kısa zamanda anneyi emmesi sağlanmalıdır. İlk 24 saat içinde 3-4 öğün ağız sütü mutlaka emzirilmelidir. Doğumdan sonraki 3 gün ağız sütüne devam edilmelidir. Yeni doğmuş buzağılar, emmeyi takiben anasından ayrılıp özel buzağı bölümlerine alınmalıdır. Özel buzağı bölümü; önce dezenfekte edilmeli (ilaçlanmalı), iyice havalandırılmalı, rutubetsiz olması sağlanmalı, temiz altlık sap serilmeli ve 5 günde bir mutlaka değiştirilmelidir. Gebe inekler hamileliğin son iki ayı içinde ahırda bulunan mikroptan hazırlanmış aşılarla aşılanmalı, eğer ana aşılanmamışsa, buzağıya doğar doğmaz E.coli mikrobu ile hazırlanmış antiserum koruyucu olarak uygulanmalıdır. Ahırlardaki buzağı septisemisi (Koliseptisemi) olayları, koruyucu uygulamaya rağmen önlenemiyorsa, veteriner hekim kontrolünde veya laboratuvardan alınan antibiyogram (test) sonucuna göre antibiyotik uygulanabilir.”

Editör: Doğu Gazetesi