Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Doğu Türkistan meselesi ile dertlenmiş bir avuç ancak tek yumruk olan Değerli  Erzincan’ımızın  asil insanları hepiniz hoş geldiniz.

Sivil toplum kuruluşlarını, taraftar gruplarını bir araya getiren Doğu Türkistan meselesi  partiler üstü bir meseledir. Parti rozetlerimizi çıkartıp bizi buraya getiren de budur.

Bugün burada inancımızın en aciz noktası olan zulmü duyurmak amacıyla toplandık.

Adriyatik’ten Çin Seddine adaleti, hoşgörüyü, refahı sağlamış Türk milleti , egemenliği altındaki her etnik ve dini unsura adaletle yaklaşmıştır. Türkler ne zaman ki güç kaybetmiş egemenlikleri zayıflamış o zaman dünyada düzen şaşmış adalet ve eşitlik kavramı yerini güçlünün güçsüzü ezdiği insanlık onuruna sığmayan acımasız rejimlere bırakmıştır.

Doğu Türkistan da bu zulümlerin en büyüğü yaşanmaktadır. 35 Milyon Doğu Türkistanlı öz vatanında gariptir ve ne yazık ki yanında sığınabileceği bir Türkiye yoktur.

Göktürklerin, Uygurların, Karahanlıların ve Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin kurulduğu Türk Milletinin İslamla şereflendiği, Sultan Saltuk Buğra Han’ın, Kaşgarlı Mahmut’un, Yusuf Has Hacip’in Kür Şad’ın ve Osman Batur’un uygarlık, bilim, irfan ve islamın ışıklandırdığı coğrafya Çin Komünist yönetiminin karanlık zindanlarında 21. Yy da Orta Çağ karanlığını yaşamaktadır.   

-Bir zulüm düşünün ki kadınlar devlet zoruyla kürtaj edilsin

-Bir zulüm düşünün ki oruç tutmanın cezası hapis hatta idam olsun,

-Bir zulüm düşünün ki her Türk’ün evine Çinli bir erkek yerleştirilip Türklerin namusuyla oynansın.

-Ve bir zulüm düşünün ki tam 70 yıldır katlanarak devam etsin.

Peki bizler bu zulüm karşısında üzerimize düşeni yaptık mı? Kardeşlerimiz öz vatanında katledilirken bizler ne yaptık?

Sarı yelekliler için haftalarca Fransa da kamp kuran medya kuruluşlarımız söz konusu Doğu Türkistan meselesi olunca gözlerini kapatmışlardır. Filistin meselesi söz konusu olduğunda ortalığı ayağa kaldıran medya ki olması gereken de budur, söz konusu Doğu Türkistan meselesi olduğunda yine kör, sağır ve dilsizdir. Bunca yaşanan şeyin ardından akla tek bir soru gelmektedir. Doğu Türkistanlı Müslümanların suçu Türk olmak mıdır?

Bizler 3 bin yıllık eski ve güçlü bir uygarlığın mirasçılarıyız. Çin’den alınacak 3 milyar dolarlık kredi için 3 milyon Uygur Türkünün tutsaklığına sessiz mi kalacağız? Bugün bir kısmımız işinden gücünden fedakarlık edip buraya çıkıp geldiniz ancak 3 milyon Uygur Türk’ü toplama kampındayken yemen de 85 bin çocuk açlıktan ölmüşken Myanmar da Budistler Müslümanları diri diri yakarken bu haksızlıklara karşı birleşmeli ve sesimizi gür bir biçimde duyurmalıyız. Böylece atalarımızın üzerime yüklediği tarihsel misyonumuzun gereğini yerine getirmiş oluruz.

Konuşulacak anlatılacak çok şey var ancak sözlerimi daha fazla uzatmayacağım;

Doğu Türkistan da milyonlarca Türk tıpkı Musul da ki Kerkük’te ki kardeşlerimiz gibi GAVİM , GARDAŞ, HARDASAN diye bizlere seslenmektedir. Bu çığlığa kayıtsız kalmamak en azından bu andan itibaren burada toplanan herkesin boynunun borcudur.

Ege Üniversitesi'nde çıkan kavgada yaşamını yitiren üniversite öğrencisi FIRAT YILMAZ ÇAKIROĞLU’nu  unutmadık.

"Edebiyat Fakültesi öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun Ege Üniversitesi kampüslerine yuvalanmış PKK'lı caniler tarafından bıçaklanarak hunharca şehit edilmesi hepimizin yüreğini alev alev yakmıştır. Öfkemiz dağ gibi durmakta, üzüntümüz tahammül edilemeyecek boyutlarını korumaktadır. PKK'lı alçaklar işbirlikçilerinin yardım ve yataklığıyla Türkiye'nin her yerine konumlanma, yaşamın her alanına sızma çabasının sonuçsuz olacağını bilmelidir.

Fırat'ımızı yaşamdan koparan İzmir'deki kanlı cinayet İşbirlikçiler-PKK ortak yapımı olarak ulusal belleğimize kazınmıştır. Kaybımız ne kadar ağır, üzüntümüz ne kadar fazla, feryadımız ne kadar haklı olsa da sağduyu ve soğukkanlılığımızı koruyarak Türk Milletini huzur ve refaha kavuşturmakta kararlıyız.

Yüzyıllardır şehit veren, onurlu savaşımlarıyla ilke ve ülkülerinden ayrılmayan kutlu davamızı provokasyonlara, kapalı devre sürdürülen operasyonlara hiçbir güç alet edemeyecektir.

Ulusal birliğimizi parçalamak için nifak saçan PKK'ya ve işbirlikçilerine karşı, Türk milletinin hizmetinden sapmayarak, sandığın ve demokrasinin yolundan ayrılmayarak kararlı yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. Şehidimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na Allahtan rahmet ve değerli ailelerine sabırlar diliyoruz.

Aynı zamanda bundan 22 yıl önce 21 Şubat 1997’de Kırıkkale yakınlarında trafik kazası  geçiren Erzincanspor kafilemizde takım kaptanımız VEDAT ÇİMEN ile Futbolcumuz CUMHUR ALAN’ın yanısıra yöneticimiz aynı zaman da İL BAŞKANIMIZ “ ÜMİT ÖZKER “ beyinde  abisi olan yönetici  “ CENGİZ ÖZKER ” de yaşamını yitirdi. Kendilerine Allah’tan Rahmet Ailelerine ve Erzincanspor camiasına ERZİNCAN İYİ PARTİ GENÇLİK KOLLARI olaraktan sabırlar diliyoruz.

Katılımınız bize bu hassas konular için umut olmuştur, hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.”

Editör: Doğu Gazetesi