Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman ve beraberindeki heyet, Saadet Partisi Erzincan İl Parti binasında basın toplantısı düzenleyerek ABD’nin Suriye'ye düzenlediği operasyona ve Şeker Fabrikalarının Satılmasına tepki gösterdi.

Basın toplantısına Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman, Bayburt eski milletvekili Bahattin Elçi ve Mustafa Yılmaz, Saadet Partisi Erzincan İl Başkanı Ali Cebeci ve partililer katıldı.

Saadet Partisi Erzincan İl Başkanı Ali Cebeci yaptığı açıklamada, ‘’ Bugün Miraç Kandili tüm İslam aleminin, teşkilat mensubu arkadaşlarımızın kandili mübarek olsun. Konumuz itibariyle Erzincan’ın gündemi, teşkilat içi çalışma, Erzincan’da bir kısım özel ziyaretler, Şeker fabrikası konusunda görüşlerimiz var. Dolayısıyla Erzincan ve Türkiye gündemi birbirine bağlı. Biz Saadet Partisi olarak Türkiye'de Milli Görüş hareketinin bazen Yükselme bazen de duraklama devresini yaşamıştık. Elhamdülillah şu anda yükselme devresine yeniden geçtik ve rabbim bu Yükselişimizi bu hareketimizi hedefe ulaştırmayı bizlere ve İslam alemine bir an önce nasip etsin. Çünkü bölgemizde ve ülkemizde sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bunun sebebi şu Milli görüş Tarihsel süreç içerisinde milletin idare noktasında olmadığı her dönemde ülkemiz ve bölgemiz büyük sıkıntılar yaşamıştır. Bunu tarihin başlangıcından bugüne alırsak ne zaman ki milli görüş idare noktasının dışına koyulmuşsa o zaman ülke büyük bir sıkıntı içerisine girmiş bölge ateş çemberine düşmüş bu vesileyle Milli görüşçüler özellikle Milli görüşe inanan ve Milli görüşçülere düşen görev davalarına, hedeflerine, inançlarına sımsıkı bağlı olarak aynı istikamette kilitlenerek yürümek gerekli. Niye Çünkü eğer ki Milli görüşçüler gerçek anlamda istenilen noktada davalarına kilitlenmezse samimiyetlerini sergilemezse ülkenin geldiği nokta itibarıyla ümmetin geldiği nokta itibarıyla büyük sıkıntılar büyük badireler atlatacağız ortadadır. Erzincan'ın da belli sıkıntıları var. Biz Erzincan'da Şeker fabrikasının satılmaması için e bir platform istedik. Erzincan'daki siyasi partileri bir araya çağırın ve bunun siyasi partilerle beraber Erzincan gündeminde Erzincan'ın ihtiyacı olan bölgemizin ihtiyacı olan bir şeker fabrikasının Bu bölgeden gitmesini önlemek adına biz basından, siyasi partilerden böyle bir talepte bulunduk. Ama ne yazık ki ne basınından ne de siyasi partilerden Bu talebimize bir yanıt gelmedi. Bu gelmeyen yanıtın Erzincan ödeyecek bedelini. Biz duruşumuzu ortaya koyduk. Bir fabrika bir millettir, bir millet bir devlettir, bir devlet de ekonomik olarak bağımsızlığını sağlayamazsa o zaman sömürülmeye yok olmaya mahkumdur. Tarihin her döneminde her devletler kendi ürettikleri kadar güçlü olmuştur. Biz de bugün ürettiğimiz kadar güçlü olmak zorundayız. Eğer üretebilirsek ekonomik bağımsızlığımız gerçekten sağlamış olur  Üretemezsek askeri bağımsızlığımız bir noktaya kadar götürebiliriz ama İktisadi ve siyasi bağımsızlığımız olmadığı müddetçe bizler yok olmaya, gelecekte birilerinin temayülü doğrultusunda hareket etmek zorunda kalacağımız bir gerçektir bir vakadır. Çünkü Bölgemizdeki Devletleri görüyoruz üretimleri olmadıklarından dolayı bir buçuk milyar iki milyara yakın İslam alemi şu anda üretemediği için dünyanın bir avuç azınlığı insanlar tarafından devamlı sopa yiyor. Üretseydik bir Fransa kadar sözümüz geçerdi maalesef öretmediğimiz için bir Fransa bir Hollanda kadar sözümüz dünyada geçmiyor.’’ şeklinde konuştu.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Karaman yaptığı açıklamada, ‘’ Bu mübarek gecenin sabahında bir hadise ile karşılaştık hepinizin takip ettiği gibi Suriye'de Amerikan Fransız ve İngiliz uçakları bombalama ile başladı. Bir şeye dikkat çekmek istiyorum Irak yine böyle bir günde bombalandı. Gece Ramazan'da mübarek bir günde bombalandı ve orası işgal edildi. Çok dikkat edeceğiniz bir konu Saddam Hüseyin halkına Kimyasal silah kullanıyor diye Irak işgal edildi.  2003'ten bugüne kadar bir tek Kimyasal silah bulunmadı ve Birleşmiş Milletler bizi yanılttı dediler, şimdi aynı Hadise Suriye'de yapıldı. Saddam Hüseyin de bir mübarek gecede idam edildi. Dikkat edin Geçen hafta Afganistan'da 100 tane hafız genç çocuk hafızlık icazet merasimi yaptığı cami de yine Amerikan uçakları tarafından bombalandı ve hepsi şehit edildi. Aynı günlerde Suriye'de bir bombalama hadisesi oldu ve bunu Suriye rejimi Kimyasal silah kullandı dediler bunu Birleşmiş Milletlere götürdüler. Hem Amerika götürdü hem Rusya götürdü şimdi Amerika bir Kutbu temsil ediyor Rusya bir kutu temsil ediyor. İkisi de dediler ki bunu Birleşmiş Milletlere götürelim bu kimyasal silahı kim kullandıysa cezalandıralım. Ne oldu Birleşmiş Milletlerde bir devlet veto ettiği zaman o konu Birleşmiş Milletler gündeminde konuşulamıyor.

Rusya kendisi bu araştırmayı istediği halde veto etti. Amerika'da kendi araştırma istediği halde veto etti. Şimdi soruyorum size ben bu Kimyasal silahı kim kullandı? Yarın Saddam Hüseyin gibi Bağdat gibi Irak gibi yanılmışız bu Kimyasal silah kullanılmadığı demeyeceklerini nereden biliyoruz? Bir mübarek gecede Bunlar planlanıp yapılıyor bakın kardeşlerim bunların hiçbirisi tesadüfi bir olay değildir.

Türkiye’nin yöneticileri NATO daha niye duruyor bu bölgeye gelmiyor diye açıklama yaptılar. İşte NATO geldi. Fransa 50 tane asker gönderdi PYD’nin saflarına.  Şimdide NATO Türkiye’nin daveti üzerine geldi orayı bombaladı. Bizim bilmediğimiz bazı konular olabilir. Ama bunları da bizim bilme hakkımız var. Bir siyasi partiyiz ve ülke yönetimine talibiz.  Eğer biz yanlış bir şey söylüyorsak bilgilerle belgelerle düzeltmeleri lazım.

Şeker Fabrikaları var bu fabrikalar zarar etmiyor, bu fabrikalar zarar ettiriliyor. Bu fabrikaların yöneticilerine, maaşları nasıl ödüyorsunuz diye sorduğumuz zaman verdikleri cevap çok ilginç, biz devlet bankalarından kredi alamıyoruz, depomuzda şeker var şekeri bankaya teminat gösterip kredi alalımda işçilerin maaşını ödeyelim diyoruz bize diyorlar ki devlet bankaları size kredi vermiyor. Peki devlet bankaları kredi vermezse bu fabrikalar nerden alacak parayı? Özel bankalara gidecekler. Özel bankalarda devlet bankalarının üstünde bir faiz veriyor, faizle krediyle alacak işçinin parasını ödeyecek ondan sonra o bankaya faiz ödeyecek. Depoda da şekerler duracak. Bunu kabul edebilir misiniz?’’ dedi.

Editör: Doğu Gazetesi