Irak sınırları içindeki antik Umma kentinden gün yüzüne çıkarılan yaklaşık MÖ 2100-2000 dönemine ait bir ev planı, Sümer medeniyetinin mimari zekâsını bir kez daha ortaya koydu. Kil tablet üzerine işlenmiş bu detaylı zemin planı, sadece yapısal bir tasarım değil; aynı zamanda dönemin sosyal ve kültürel yaşamına açılan bir pencere niteliğinde.
Merkezi bir avlu etrafında düzenlenen bu konut modeli, Mezopotamya mimarisinde dönüm noktası kabul ediliyor. Avlu, yalnızca ışık ve hava akışı sağlamıyor; aynı zamanda ailenin mahremiyetini koruyan, ortak yaşamı destekleyen bir merkez işlevi görüyor.
Uzmanlara göre, Sümerler sadece yazıyı icat etmekle kalmadı; şehir planlaması, sosyal organizasyon ve mekânsal verimlilik konularında da çağının çok ötesindeydi. Her bir oda ve geçiş alanının belirli işlevler doğrultusunda tasarlandığı bu ev, eski Mezopotamya'da mimarlığın estetikten çok daha fazlası olduğunu kanıtlıyor.
Modern arkeologlar için bu gibi planların korunmuş olması, Sümer günlük yaşamına dair eşsiz birer belge niteliğinde. Aile yapısından toplumsal hiyerarşiye kadar pek çok konu bu mimari üzerinden yeniden okunabiliyor.
Neden Önemli?
-
İlk şehir planlamacıları arasında yer alan Sümerlerin mimari anlayışına ışık tutuyor.
-
Sosyal sınıflar ile yaşam alanları arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor.
-
5 bin yıllık mühendislik bilgisi modern kentsel tasarımla karşılaştırılıyor.
İlk yazının doğduğu bu topraklarda, bugün dahi ilham verici kabul edilebilecek bir organizasyon becerisiyle inşa edilen bu ev planı, insanlık tarihinin mimarlıkla tanışma sürecine dair çok şey anlatıyor.