Erzincan, tarih boyunca sadece bir yerleşim yeri değil, bir medeniyetin de doğuş noktası olmuştur. 1071’de Malazgirt Zaferi’yle açılan kapıdan Anadolu’ya giren atalarımızın kurduğu ilk şehirlerden biri Erzincan’dır. Ancak burada yalnızca bir şehir değil, bir ruh, bir kimlik, bir medeniyet inşa edilmiştir.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması Sempozyumu: Anadolu’nun Kilidi Erzincan” tam da bu ruhu yeniden hatırlattı. 23 ülkeden yaklaşık 180 akademisyenin katılımıyla gerçekleşen bu bilimsel buluşma, Anadolu’nun Türk-İslam kimliğini tarihsel derinliğiyle yeniden gündeme taşıdı.
Sempozyumda Prof. Dr. Ahmet Taşağıl’ın da ifade ettiği gibi, “Bu sempozyum Türkiye açısından çok geç kalınmış, fakat ilkini de Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin başardığı bir sempozyum olmuştur.” Gerçekten de bu sempozyum, kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi yeniden bizlere hatırlatmıştır.
Divan-ı Lügati’t Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, Türkçenin gücünü göstermek için kalem oynatmıştı. Bugün Erzincan’da yapılan bu sempozyum da aynı misyonu taşıyor:
Bu toprakların sadece bir coğrafya değil, bir medeniyet sahası olduğunu hatırlatmak.