KÜLTÜR-SANAT

Antalya’nın Tarih Hazinesi: Myra Antik Kenti

Antalya'nın Demre ilçesinde yer alan Myra Antik Kenti, kaya mezarları, Roma tiyatrosu ve Aziz Nikolaos Kilisesi ile tarihin izlerini günümüze taşıyor. Likya uygarlığının en parlak şehirlerinden biri olan Myra’yı yakından keşfedin.

Abone Ol

Antalya’nın Demre ilçesi sınırları içinde yer alan Myra Antik Kenti, adını taşıyan bereketli ovanın üzerine kurulmuştur. Likya Uygarlığı’nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Myra, kaya mezarları, antik tiyatrosu ve dini yapılarıyla hem arkeoloji hem de inanç turizmi açısından büyük bir öneme sahiptir.

Myra’nın Kuruluşu ve Tarihi Derinlikleri

Arkeolojik buluntular ve Likçe yazıtlar, Myra’nın MÖ 5. yüzyıla kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Antik coğrafyacı Strabon’a göre Myra, Likya Birliği'nin altı büyük kentinden biri olup, Likçe yazıtlarda “Myrrh” olarak anılmıştır. Şehir özellikle MS 2. yüzyılda büyük bir gelişim göstermiş, birçok anıtsal yapı Likyalı zenginlerin desteğiyle inşa edilmiştir.

Aziz Nikolaos ile Anılan Şehir: Noel Baba’nın İzleri

MS 4. yüzyılda Myra, Hristiyan dünyasında büyük önem kazanmıştır. Bugün Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos, bu dönemde Myra’nın piskoposu olarak görev yapmış, vefatının ardından aziz ilan edilmiştir. Onun anısına inşa edilen Aziz Nikolaos Kilisesi, Bizans döneminden günümüze kalan en önemli yapılardandır.

Görkemli Antik Yapılar: Tiyatro, Kaya Mezarları ve Hamamlar

Myra’da günümüze ulaşan en dikkat çekici kalıntılardan biri, akropolün güney eteğinde yer alan Roma dönemi tiyatrosudur. Oldukça iyi korunmuş olan bu yapı, antik çağ mimarisinin etkileyici örneklerinden biridir. Tiyatronun her iki yanında yer alan, kayalara oyulmuş mezarlar ise Likyalıların ahşap mimarisinin taşa nasıl başarıyla uyarlandığını gözler önüne serer.

Tiyatronun hemen yakınında yer alan Roma dönemi hamam kalıntıları, dönemin tuğla mimarisine dair ilginç detaylar sunar. Kabartmalı mezarlar ve kitabelerle bezenmiş kaya mezarları ise şehrin hem sanatsal hem de dini kimliğini ortaya koyar.

Andriake Limanı ve Myra’nın Ticaret Ağı

Myra, Demre Çayı (Myros Nehri) üzerinden ulaşıma elverişli bir kanal ile denize bağlanıyordu. Kanalın karşısında yer alan Andriake Limanı, hem deniz ticaretinin hem de lojistik faaliyetlerin yürütüldüğü önemli bir merkezdi. Şehir aynı zamanda vadideki kayalara oyulan su kanalları sayesinde su ihtiyacını karşılıyordu.

Myra’nın Dini ve İdari Önemi

Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip ender şehirlerden biri olan Myra, “en parlak kent” unvanıyla anılmıştır. Kentin kendi adını taşıyan sikkelerinde tanrıça Artemis’in Kybele formunda tasvir edilmesi, dini sembollerin yerel kültürle nasıl harmanlandığını göstermektedir. Ayrıca St. Paul’un şehirde bulunduğu döneme ait bilgiler, Myra’nın erken Hristiyanlık tarihinde de önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.

UNESCO Listesi’ndeki Miras

2009 yılında “Likya Uygarlığı Antik Kentleri (Antalya ve Muğla)” başlığı altında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen Myra Antik Kenti, tarih ve kültür meraklıları için eşsiz bir keşif noktası olmaya devam ediyor.

Geçmişten Günümüze Bir Medeniyet Yolu

Depremler, su baskınları, alüvyonlar ve Arap akınları nedeniyle zamanla önemini yitirse de, Myra Antik Kenti’nin sahip olduğu kültürel ve tarihi değerler günümüzde hâlâ ayakta. Likya'nın kalbinde yer alan bu kadim şehir, hem geçmişi anlamak hem de tarihi yerinde yaşamak isteyenler için eşsiz bir durak.