İstanbul Arkeoloji Müzesi, antik dünyanın derin sembollerinden biri olan Tykhe ve Plutos heykeline ev sahipliği yapıyor. Şans, kader ve refahın tanrıçası olarak bilinen Tykhe, MÖ 4. yüzyıla ait orijinal bir eserin, MS 2. yüzyılda yapılmış Roma dönemine ait kopyasıyla ziyaretçilerin karşısına çıkıyor.
Başında zeytin yapraklarıyla süslenmiş bir şehir suru tacı taşıyan Tykhe, her kentin koruyucu tanrıçası olarak kabul edilirdi. Sol kolundaki bereket boynuzuyla bolluğun simgesi olan Plutos adlı çocuk figürüyle birlikte betimlenen heykel, şansın ve kaderin rastlantısal doğasına dikkat çekiyor.
Yunan mitolojisinde Tykhe, tanrıların arasında Olympos’ta yer almasa da, özellikle geç dönemlerde büyük saygı gören bir figür haline geldi. Antik inanışa göre, Zeus tarafından insanların yaşam boyu sahip olacağı talih ve serveti dağıtmakla görevlendirilmişti. Ancak onun dağıttığı talihin adil olması beklenmezdi; kime ne geleceği tamamen rastlantıya dayanırdı.
Heykelin sembolik zenginliği, sadece estetik değil, felsefi bir anlam da taşıyor. Şansla gelen zenginliğin ardından gelen sorumsuzluk, Tanrıça Nemesis tarafından cezalandırılırdı. Bu yönüyle Tykhe, sadece umut değil, aynı zamanda bir uyarı figürü olarak da görülür.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edenler, bu büyüleyici heykel aracılığıyla Antik Yunan düşüncesinin kader, şans ve sorumluluk üçgeninde nasıl şekillendiğine tanıklık ediyor.