Apadana Hazinesi, Persepolis’teki Apadana Sarayı’nın temelinde yer alan iki taş kutu içinde keşfedilmiş nadide bir definidir. Bu hazine, Ahameniş İmparatorluğu’nun ritüel temellerinden biri olarak MÖ 515 yılına kadar uzanır.
Madeni paralar , 1933'te Erich Schmidt tarafından yapılan kazılarda , her biri bulunan iki emanet kutusunun altında olmak üzere iki emanette keşfedildi. Apadana'nın temel ritüelinin açıkça bir parçası olan bu hazinenin emanet edilmesi, yaklaşık MÖ 515'e tarihlenmekte. Taş kutulardan çıkarılan altın ve gümüş tabletler, Darius'un İmparatorluğunu geniş coğrafi terimlerle tanımlayan ve DPh yazıtı olarak bilinen Eski Farsça , Elamca ve Akadca üç dilli bir yazıt içeriyordu
Definede bulunan sikkeler
• Kuzeydoğu yatağı: Dört adet hafif altın Kroiseid ( Sardis darphanesi), bir Abdera tetradrahmisi , bir Aegina stateri .
• Güneydoğu yatağı: Dört adet hafif altın Kroiseid ( Sardis darphanesi), Kıbrıs'tan üç adet çift sigloi (biri Lapetus'a , biri Baf'a ve biri de belirsiz bir darphaneye atfedilmiştir ).
Croesidler çok taze durumda bulundu ve bu da bunların yakın zamanda Ahameniş yönetimi altında basıldığını doğruluyor. Mevduatta herhangi bir Darik ve Sigloi yoktu ; bu da Ahameniş sikkelerine özgü bu sikkelerin ancak daha sonra, MÖ 515'ten sonra basılmaya başlandığını güçlü bir şekilde gösteriyor.
Nümizmatikçi Martin Price'a göre , hazinedeki sikkeler muhtemelen temsil ettikleri yer için değil, türlerinin sembolik önemi nedeniyle seçilmiştir. Likya sikkelerinde boğaya saldıran aslan, Ahamenişler için açık bir sembolizm taşırken, Abdera sikkesindeki grifon altının sembolik koruyucusu olarak kullanılmış olabilir ve Aegina sikkesindeki kaplumbağa da deniz gücünün bir sembolü olarak seçilmiş olabilir.
Apadana Hazinesi, sadece zenginliğiyle değil, aynı zamanda seçilmiş sikke türlerinin taşıdığı sembolik anlamlarla da dikkat çeker. Bu keşif, erken Ahameniş döneminde siyasi güç, kültürel temsil ve dini ritüelin nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.