Erzincan

Asırlık Zanaat Yaşıyor

Erzincan’ın köklü el sanatlarından bakır işlemeciliği, usta ellerde yeniden hayat buluyor. Kültürel miras, hem estetik hem ekonomik değer sunarak geleceğe taşınıyor.

Abone Ol

Anadolu’nun kültürel mozaiğinde özel bir yere sahip olan Erzincan, binlerce yıllık bakır işlemeciliği geleneğini bugün de yaşatmaya devam ediyor. Yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmayan bu zanaat, aynı zamanda kentin kültürel kimliğini ve ekonomik yaşamını da şekillendiriyor.

Bakır işlemeciliğinin Erzincan’daki tarihi, Urartu Krallığı’na kadar uzanıyor. Altıntepe Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkan bakır eşyalar, bu sanatın M.Ö. 9. yüzyıldan beri bölgede var olduğunu ortaya koyuyor. Yüzyıllar boyunca gelişerek günümüze ulaşan bu el sanatı, bugün Erzincan sokaklarında yankılanan çekiç sesleriyle hâlâ canlılığını koruyor.

Geleneksel yöntemlerle sürdürülen bakırcılık; dövme, çekme ve dökme tekniklerine dayanıyor. Erzincanlı ustalar, kalın bakır levhaları çekiç ve keski gibi aletlerle büyük bir sabır ve titizlikle işliyor. Son aşamada ise her bir obje; kabartma, kazıma ve oymacılık gibi süsleme teknikleriyle adeta bir sanat eserine dönüşüyor.

Semaverlerden kupalara, dekoratif tabaklardan biblolara kadar geniş bir ürün yelpazesi sunan Erzincan bakır işçiliği, hem yerli halkın evlerini süslüyor hem de kente gelen ziyaretçiler için değerli birer hediyelik eşya haline geliyor. Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği bu ürünler, Erzincan’ın el emeğine verdiği önemi gözler önüne seriyor.

Bugün hâlâ usta-çırak ilişkisiyle sürdürülen bakırcılık, sadece bir zanaat değil, aynı zamanda geçmişle bugün arasında kurulan kültürel bir köprü olarak kabul ediliyor. El emeği göz nuru bu eserler, hem Erzincan’ın kimliğini koruyor hem de yerel ekonomiye katkı sağlıyor.

Erzincan bakır işlemeciliği, geçmişin mirasını geleceğe taşıyan bir kültür elçisi olarak değer kazanmaya devam ediyor. Unutulmaya yüz tutmuş bu geleneksel sanat, yaşatıldıkça Anadolu'nun ruhunu da diri tutuyor.