Türk tarihinin en görkemli figürlerinden biri olan Kül Tigin’in büstünde yer alan detaylar, sadece bir komutanın değil, aynı zamanda kadim bir inancın da izlerini taşıyor olabilir. 6-7. yüzyılda Göktürk Kağanlığı’nın kudretli komutanı olan Kül Tigin’e ait bu ikonografik eser, göz kamaştıran bir mitolojik sembolle ilişkilendiriliyor: Hüma Kuşu, ya da bilinen diğer adıyla “Devlet Kuşu”.
Türk mitolojisinde Hüma Kuşu, şans ve egemenlik getiren kutsal bir figürdür. Sadece bir uğur simgesi değil; devleti ve hükümdarlığı koruyan tanrısal bir varlık olarak kabul edilir. Bu sembol, derin köklerini Arkaik Tanrıça Umay Ana inancından alır. Eski Türk inanışına göre Umay Ana, bir kuş kılığına girerek yeryüzüne iner ve savaşçılara zafer, devlete ise istikrar getirir.
Kül Tigin büstünde yer alan kuş tasviri, bu kutsal figürle doğrudan bağlantılı olabilir. Hüma Kuşu’nun simgesel varlığı, hükümdarlığın ilahi onayını ve kutsallığını temsil ederken; aynı zamanda yırtıcı ve avcı kuşların, savaşla ilişkilendirilen Alp kültürüyle bağını da ortaya koyar. Nitekim Göktürk savaşçıları – Alp’lar – savaşa çıkmadan önce Umay Ana’ya dua ederek onun koruyucu kanatları altına girmeyi arzularlardı.
Bu kadim inanç bugün bile dile yansımıştır: “Başına talih kuşu konmak” deyimi, Hüma’nın bir kişiye konmasıyla gelen iktidar ve bahtın sembolüdür.
Arkeolojik ve ikonografik açıdan Kül Tigin’in büstü, sadece tarihi bir eser değil; aynı zamanda inanç, kültür ve devlet anlayışının bir yansıması olarak derin anlamlar barındırıyor. Hüma’nın gölgesindeki bu taş yüz, Türk mitolojisinin halen ne kadar canlı ve çok katmanlı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.