Ömür
Bir merhaleden güneşle deryâ görünür
Bir merhaleden her iki dünyâ görünür
Son merhale bir fasl-ı hazandır ki sürer
Geçmiş gelecek cümlesi rü'yâ görünür
Yahya Kemal (1884-1958)
Yalnızlık
Gül saksılarında fesleğen yalnızlık
Eğlencede ben, kaygıda sen, yalnızlık
Boy boydur, türlü türlüdür, en çetini
Eş dost, konu komşuyla gelen yalnızlık
Cemal Yeşil (1900-1977)
Yeryüzüne tohum gibi saçmışım ölülerimi
Kimi Odesa’da yatar, kimi İstanbul’da, Prag’da kimi.
En sevdiğim memleket yeryüzüdür,
Sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi.
Nâzım Hikmet (1902-1963)
Gönülsüz
İma ediyor gitmemi sessizce hekim,
Yer bilmediğim yer, yolu hiç gitmediğim
Çoktur tanıdık oysa öbür dünyada,
Gitmişti hep onlar da gönülsüz nitekim
Tahsin Banguoğlu (1904-1989)
Rüzgâr
Rüzgâr, uçurup Âdem’i Havva’ya götür!
Mecnunu, kanatlarında Leyla’ya götür!
Lakin ya getir Kubbe-i Hadra’yı bana
Yahut beni al, Kubbe-i Hadra’ya götür.
Arif Nihat Asya (1904-1975)
Anlar
Bir aynada bambaşka cihanlar gördüm
Geçmiş gelecek bir sürü canlar gördüm
Bazen da zamanlarla geçen ömrümde
Bir asra sığarmış gibi anlar gördüm
Asaf Hâlet Çelebi (1907-1958)
Bir bahçede kuşlar, kelebekler ve bahar,
Bir gizli buhurdandaki baygın kokular,
Her şey bizi çekmekte visâl âlemine;
Ya Rab! Niye her şey bu kadar davetkâr!
Fuad Bayramoğlu (1912-1996)
Rubai
Ömrün o büyük sırrını bir gör bak da
Bir tek kökü kalmış ağacın toprakta
Dünya ne kadar tatlı ki binlerce kişi
Kolsuz ve bacaksız yaşayıp durmakta.
Orhan Veli Kanık (1914-1950)
Kimde
Derler ki bilinmez para, iman kimde
Kimdir vatanın hadimi, ünvan kimde
Yokmuş ne çıkar zirvede bir nebze beyaz
Alçaklara kar yağdı ya her mevsimde
Cahid Öney (1924-2020)
Bekliyorum
Bir pembe ışıksın vuruyorsun cama heey!
Derhâl diyerek şıp geleceksin ama, heey!
Yıllar yılı sahilde durup bekliyorum
Bir canlı balık örneği düş oltama heey!
Feyzi Halıcı (1924-2017)
döne döne sonbahara ulaştı yorgunluğum
uzaktan ölümün çanlarını duyuyorum
geceler uzadı sabahlar olmak bilmiyor
sürekli alacakaranlıkta hanidir ruhum
Attilâ İlhan (1925-2005)
Sessizliğe bir yepyeni ses vermeliyiz
Hissizliğe bir canlı heves vermeliyiz
Şimşekle yakıp da her kararmış kalbi
Bir yıldırım aşkıyla nefes vermeliyiz
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu (1925-1985)
Her Sevmede Şimşek Gibi Çaktık Geçtik
Her sevmede şimşek gibi çaktık geçtik
Sönmüş nice volkanları yaktık geçtik
Aslında şu dünya denilen sahneye biz
Çıktık diyemem sadece baktık geçtik
Ümit Yaşar Oğuzcan (1926-1984)
Aşk Efsanesi
Leyla dediler; gönlümü açtım sana ben
Sevda dediler; ömrümü saçtım sana ben
Beyhude yanar sonunda Mecnun’a cihan
Baştan bırakıp kendimi kaçtım sana ben!
Bekir Sıtkı Erdoğan (1926-2014)
Rubai
yük gemileri geçti, biz uzaktan dolduk boşaldık
önce yıldık yükten ve şilepten korkuyla ufaldık
ama bizdik denize maviyi gemiye yükü veren
hızlandı sonumuz hızlandı iyice, yani çoğaldık
Turgut Uyar (1927-1985)
Acı
Artık yüzü gülmeyen masallar acıdır
Sevdayı fısıldamazsa fallar acıdır
Bir kahkaha duymazsa karanlıklardan
Güller kuru, aşk öfkeli, ballar acıdır
Talât Sait Halman (1931-2014)
Gönlümde açan goncada bülbül sesi var,
Her nağmede bir taze bahar neş’esi var.
Sonsuzluğun idraki olan noktadayım;
Ömrümde hazan mevsiminin gölgesi var.
Yılmaz Karakoyunlu (1933-2024)
Ak saçlarımız ömrümüzün meyvesidir.
Alnımdaki kıvrımları hüznün sesidir.
Gövdemde benim hep çoğalan ağrılarım,
Geçtikçe yanımdan ölümün gülmesidir!
Ahmet Metin Şahin (doğ. 1935)
Çöllere Kon
Uçtunsa eğer kendine has yerlere kon…
Layık sana, ellerden uzak güllere kon…
Dostum, adalardan modalardan bize ne?
Her zerresi Leyla doğuran çöllere kon.
Kenan Seyithanoğlu (1937-2013)
İstek dolu, mânâ dolu sümbül gibiyiz
Gülşende açılmış yeni bir gül gibiyiz
Ârif Hoca’dan beş on rubai okuduk
Dostlar arasında şimdi bülbül gibiyiz
Aydil Erol (1938-2023)
Kalbim ne büyük, tatlı emeller yeridir!
Tutsam diye koştum senelerden beridir.
Akşam uzayan gölge, benim gayelerim;
Ömrüm, şu tükenmiş güneşin benzeridir...
Ekrem Kılıç (1944-2018)
Sade Kahve
Billâhi şiir pes dedi söz geldi dize
İmrendi gönül sahibi kim varsa bize
Yâranla bugün sohbetimiz bal gibidir
Ey kahveci gel katma şeker kahvemize
Beşir Ayvazoğlu (doğ. 1953)
Gözlerimiz
Hülyana dokundukça ışır gözlerimiz
Bir kuş gibi sevdanı taşır gözlerimiz
Gündüzleri renksiz ve ışıksız görünür
Lakin gece ay parçasıdır gözlerimiz
Ahmet Ziya Kahraman (doğ. 1987)