Sevgili Kitapsever Dostum,
Ölümünün üzerinden 22 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen hâlâ unutulmayan ve 1984 yılında, 36 yaşında Türkiye’nin en genç valisi olarak Tokat’a atanan Recep Yazıcıoğlu hakkında kitaplar yayınlanmaya devam ediyor. Ben, O’nun valiliği döneminde Tokat’ta yaşayan bir lise ve üniversite öğrencisi, aynı zamanda Tokat’ın tek günlük gazetesi Sesimiz’in köşe yazarıydım. O’nu her zaman toplantılarda izledim, destekleyen yazılar ve şiirler yazdım. O da sevgisiyle bizi destekledi. Yeri geldi burs verdi, yeri geldi “Yarının büyük yazarı ve gazetecisi” diyerek motive edici sözlerle imzaladığı, Tokat’ı tanıtan kitaplar hediye etti. Aradan geçen 40 yıla rağmen bu kitapları saklarım. Onları her hatırladığımda, “kitap hediye etmenin” ne kadar önemli olduğunu düşünür, ben de gençlere ve çocuklara kendi yazdığım ya da faydalı olacağına inandığım kitapları armağan ederim. Bu hediyelerin onları ne kadar mutlu ettiğini görmek beni de sevindirir. Bu tutumuma gülenlere, ben daha yüksek sesle gülerim. O çocuklar ve gençler, 40 yıl sonra bile bizi anacaklar, tıpkı bizim bize kitap hediye edenleri 50 yıl sonra andığımız gibi… Anlayana.
Sevgili Kitapsever Dostum,
Bu sürecin bir sonucu olarak, Genç Gelişim dergisinde çıkan bir yazım, Akis Yayınları yönetmeni Adem Özbay tarafından kitap olarak hazırlanmam istenerek Hizmetkâr Lider Recep Yazıcıoğlu adıyla önce 2009 yılında Tokat Gazetesi’nde tefrika olarak yayınlandı. Ardından 2010’da Akis Yayınları tarafından kitap olarak basıldı. Daha sonra 2013’te Recep Yazıcıoğlu’nun Liderlik Sırları adıyla yeni baskı yaptı. 2021’de dönemin Tokat Valisi Dr. Ozan Balcı’nın desteğiyle tekrar yayınlandı. Bugünlerde yeni baskısını bekliyoruz. Yayınevi bu konuda hazırlık yapıyor. Çıtayı Yükselten Vali Recep Yazıcıoğlu kitabında da bu kitaplardan bahsediliyor. Bu kitap, pek çok yüksek lisans ve doktora tezine kaynak oldu. “Hizmetkâr Liderlik” kavramı, bizzat Recep Yazıcıoğlu’nun kendisinin dile getirdiği bir kavramdı. O, her zaman “Biz milletin valisi değil, hizmetkârıyız” derdi. Çıtayı Yükselten Vali Recep Yazıcıoğlu kitabında da bundan bahsediliyor.
Sevgili Dostum,
Kitabın yazarı Halil İbrahim Özdemir, Erzincan’da tanınan gayretli bir gazeteci. 1991-1999 yılları arasında, 8,5 yıl Erzincan Valisi olan Recep Yazıcıoğlu’nu yakından izlemiş ve 104 sayfalık bu kitapta en önemli anılarını kaleme almış. Kitap, 2024’te 2. baskısını yapmış ve Erzincan’da Doğu Yayınları tarafından basılmış. Ben iki günde okudum. Kitabı tanıtan bir yazı serisi de, Recep Yazıcıoğlu’nun işletmecilik yönü üzerine doktora tezi hazırlayan Muhammed Negis tarafından kaleme alınarak Erzincan ve Tokat’taki gazetelerde yayınlandı. Negis, 13 kitaplık Recep Yazıcıoğlu Külliyatı hazırlıyor.
Sevgili Dostum,
Kitapta iki önemli olay anlatılıyor: 1993’te yaşanan Başbağlar Katliamı ve 1992 Büyük Erzincan Depremi. Bu olaylar, bir vali ve usta gazeteci gözüyle aktarılmış. Hüzünle okuduk. Çaresizliği, imkânsızlığı, terörün sevimsizliğini bir kez daha anladık.
Sevgili Dostum,
Recep Yazıcıoğlu, Tokat Valiliği’nden itibaren Erzincan, Aydın ve Denizli valiliklerinde tüm köyleri gezmekle tanınan bir valiydi. Sağlık ve eğitim yatırımlarına büyük önem verir, bu yatırımlara halkın da katkı sağlamasını isterdi. Bu okullar sayesinde illerde okuma-yazma oranının yanı sıra eğitim ve sağlığın kalitesi de arttı. Pek çok öğrenci bu okullarda okuyarak bugün güzel yerlere geldi. Okul olmayan köylere okullar ve lojmanlar yaptırarak, öğretmenlerin köylere gitmesini teşvik ederdi. “Lojman var” diyerek, öğretmenlerin severek gideceği yerler haline getirirdi köyleri.
Sevgili Dostum,
Sanırım Ziya Paşa der ki: “Gidemediğin köy senin değildir.” Vali Bey, bunu şiar edinerek, “Ben köye gitmesem, öğretmenimi, imamımı, doktor ve hemşiremi de yollayamam” derdi. Tam bir vatansever lider sözü. Zaten makam kapısı her zaman açıktı. Gündüz makamında oturmaz, köyleri gezer, akşam biriken evrakları imzalardı. Çoğu zaman Tokat Valiliği önünden geçerken, geceleri ışıklarının yandığını görürdük. Gecesi gündüzü olmayan bir valiydi ve kim giderse kapıyı açık bulurdu.
Sevgili Dostum,
Vali, her zaman doğru bildiklerini söyler ve “Beni görevden alırlar” diye doğruları söylemekten korkmazdı. Halka güvenir, halkını gerçekten çok severdi. Halk da O’nu öyle. Bugün gençler, dede ve ninelerinin anlattıkları ve yazdığımız kitapları okuyarak O’nu çok seviyor ve merak ediyorlar. Kitaba olan ilginin gün geçtikçe arttığını görüyorum. Halk, ne zaman “Vali tayin olacak” haberi çıksa, milletvekillerine ve bakanlara, valiyi görevden almamaları için adeta yalvarırdı. Rahmetli Fethi Güneşen’in “Valimizi almayın ne olur” diye yazdığı şiirleri hâlâ hatırlarım. Bu şiirler, Recep Yazıcıoğlu’nun Liderlik Sırları kitabımda yer alıyor. Vali, şiirleri çok sever, kendisine şiir yazanlara gülümseyerek teşekkür ederdi. Ben de O’na birçok şiir yazmıştım. Bu şiirler kitabımda mevcut. Kitabımdaki şiirlerden birini, bugün Tokat Belediye Başkanı olan oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu okumuş ve çok duygulanmıştı. Şiir seven insan, güzel insanları da sevmesini bilen insandır ve duygulu bir yüreğe sahiptir. Şair, doğru insana doğru şiirler yazar. Şiir, onun hayat kaynağıdır. Bu yüzden duygulu Türk insanı için “Her üç kişiden beşi şairdir” derler.
Sevgili Dostum,
Bir kitabı okurken de, o kitap hakkında yazarken de gerçekten çok duygulanıyorum. Okumayı seviyorum. Bu, insanı dengeli, doğru sözlü, özgüvenli ve rahat yapıyor. Bu duyguyu sadece okuyan anlar. Çoğu zaman çevresi anlamaz ama sen gerçek bir dost olduğun için biraz anlarsın.
Sevgili Dostum,
“Çıtayı yükseltmek”, çalışkan ve gerçek vatansever insanın görevi olmalı. Çıtayı yükselten insanları halkımız sever, çünkü onları samimi ve kendinden görür. Pek çok evde anne-baba resmi olmaz ama Recep Yazıcıoğlu’nun resmi olur. Çünkü O, Türk halkının sevdiği bir liderdi. Çocuklar ve gençler, onun gibi bir vali veya kaymakam olmak ister. Onunla ilgili anıları dikkatle dinler, kitaplarını okur. Onu anlatan kitapları hediye edenleri de sever. Bu güzel bir sevgidir.
Sevgili Dostum,
Bu güzel kitabı yazan Halil İbrahim Özdemir Bey’i tanımasak da, kitabı yazdığı için kendisine büyük bir takdir ve teşekkür borçluyuz. Güzel insanları güzel anılarla yazmak, bence kahramanlıkla eşdeğerdir.
Kitabı okuduktan sonra, ileride tekrar okumak üzere kütüphaneme koyarken, işte bu duygu ve düşünceler içimden geçti ve sana yazdım. Biliyorum ki sen de bu kitabı okuyacak ve çevrene okutacaksın.
Güzel insanları anlatan kitapları çocuklara ve gençlere hediye edelim ki, memleketimiz güzel ve çalışkan nesillerle dolsun.
TURAN YALÇIN
Tokat Gazetesi