Dünya sallanıyor. Kimi zaman birkaç saniyelik bir titreşim, kimi zaman büyük yıkımlar… Peki bu depremler neden oluyor? Bir doğa olayı gibi görünen bu sarsıntıların kökeni aslında evrenin doğumuna kadar uzanıyor.

Depremler, yer kabuğundaki kıta plakalarının hareketiyle oluşur. Bu dev kara kütleleri, tıpkı dev sal gibi, altlarındaki sıcak ve akışkan magma üzerinde yavaşça sürüklenir. Peki magma neden sıcak? İşte bu sorunun cevabı, yeryüzünün binlerce kilometre altındaki iç çekirdeğe kadar iner.

Dünya’nın iç çekirdeği olağanüstü derecede sıcaktır. Bunun iki temel nedeni vardır: Biri, gezegenin oluştuğu ilk zamanlardan kalma “ilkel ısı”, diğeri ise çekirdek çevresindeki radyoaktif elementlerin bozunarak ısı üretmesidir. Peki bu radyoaktif elementler nereden geldi?

Yanıt için gözlerimizi gökyüzüne çevirmemiz gerekir. Radyoaktif elementler, milyarlarca yıl önce dev yıldızların süpernova patlamaları sırasında oluşmuştur. Bu yıldızlar, nükleer yakıtlarını tüketip kütleçekimin etkisiyle çöker ve ardından büyük bir patlamayla uzaya ağır elementler saçar. Bu patlama, gezegenlerin ve yıldızların yapı taşlarını oluşturur.

Yıldızlar, evrende yayılmış gaz ve toz bulutlarının yerçekimiyle sıkışması sonucu doğar. Bu bulutların kaynağı ise evrenin başlangıcı kabul edilen Büyük Patlama’dır. Bu patlama sonrası hidrojen ve helyum gibi ilk elementler oluşmuş ve evrene yayılmıştır.

Kısacası, bugün yerde hissettiğimiz bir sarsıntının kökeni, milyarlarca yıl önceki kozmik bir patlamaya kadar uzanıyor. Deprem, yalnızca jeolojik değil; aynı zamanda kozmik bir olaydır. Ve her sarsıntı, evrenin geçmişinden bugüne ulaşan yankılardır.

Muhabir: Merve Kiraz