Çocukluk çağında başlayan ve yetişkinlikte de sürebilen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), günümüzde her 100 çocuktan 5-7'sini etkiliyor. Uzmanlar, bu nörogelişimsel durumun tedavisinde beslenme düzenlemelerinin tek başına yeterli olmadığının altını çizerken, bazı gıdaların semptomları önemli ölçüde şiddetlendirebileceği konusunda uyarıyor. İşte DEHB'nin az bilinen tetikleyicileri ve korunma yöntemleri...

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanısı alan çocuk sayısındaki artış, aileleri ve uzmanları harekete geçiriyor. Yapılan güncel araştırmalar, DEHB'nin yaklaşık %80 oranında genetik faktörlerden kaynaklandığını, geri kalan %20'lik kısmın ise çevresel ve doğum öncesi etkenlerle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.

Beslenme Tek Başına Çözüm Sağlamıyor

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, beslenme alışkanlıklarının DEHB'yi tek başına tedavi edemeyeceğini, ancak belirtilerin şiddetini artırabileceğini vurguluyor. Özellikle yapay gıda boyaları ve katkı maddelerinin bazı çocuklarda hiperaktivite belirtilerini körükleyebildiği ifade ediliyor. Aynı zamanda balık, ceviz ve keten tohumu gibi Omega-3 kaynaklarının yetersiz alımının, dikkat ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

Teknoloji Kullanımı Dikkat Sorunlarını Derinleştiriyor

Günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen teknolojik cihazların DEHB'nin doğrudan nedeni olmasa da semptomları alevlendirebileceği aktarılıyor. Tablet, telefon ve bilgisayar oyunlarının sürekli görsel-işitsel uyaran sunması, çocukların beyinlerinin anlık ödüllere alışmasına neden oluyor ve bu durum uzun süreli odaklanma becerisini zayıflatıyor. Gece ekran kullanımının uyku düzenini bozarak dikkat sorunlarını daha da derinleştirdiği ve özellikle 0-6 yaş arasındaki çocuklarda beyin gelişimi için ciddi risk oluşturduğu kaydediliyor.

Tanı ve Tedavi Yöntemleri Nasıl İşliyor?

DEHB tanısının, çocuk psikiyatri hekimi tarafından klinik değerlendirme, gözlem ve aile ile öğretmenlerden alınan detaylı bilgilerle konulduğu biliniyor. Tanı için herhangi bir testin zorunlu olmadığı, ancak gerekli görüldüğünde nöropsikolojik testlere başvurulabildiği ifade ediliyor.

İlaç tedavisinin en etkili yöntem olduğu, terapi ve davranışsal yöntemlerin ilaçla birlikte uygulandığında sonuçların daha olumlu olduğu belirtiliyor. İlaçların bağımlılık yapmadığı, aksine DEHB olan çocuklarda toplum ortalamasına göre 2-3 kat daha fazla görülen bağımlılık riskini azaltarak koruyucu bir etki sağladığı vurgulanıyor.

Sosyal Yaşamı da Derinden Etkiliyor

DEHB'nin yalnızca akademik hayatı değil, sosyal ilişkileri de olumsuz etkilediği görülüyor. Sabırsızlık ve dürtüsellik nedeniyle arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanabildiği, sık sık eleştirilme ve başarısızlık hissinin özgüven kaybına yol açabildiği aktarılıyor. Müdahale edilmediğinde okul başarısızlığı, depresyon, bağımlılık riskinde artış ve iş yaşamında sorunlar gibi ciddi sonuçların ortaya çıkabildiğine dikkat çekiliyor.

Beslenme Tek Başına Çözüm Sağlamıyor

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, beslenme alışkanlıklarının DEHB'yi tek başına tedavi edemeyeceğini, ancak belirtilerin şiddetini artırabileceğini vurguluyor. Özellikle yapay gıda boyaları ve katkı maddelerinin bazı çocuklarda hiperaktivite belirtilerini körükleyebildiği ifade ediliyor. Aynı zamanda balık, ceviz ve keten tohumu gibi Omega-3 kaynaklarının yetersiz alımının, dikkat ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

Teknoloji Kullanımı Dikkat Sorunlarını Derinleştiriyor

Günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelen teknolojik cihazların DEHB'nin doğrudan nedeni olmasa da semptomları alevlendirebileceği aktarılıyor. Tablet, telefon ve bilgisayar oyunlarının sürekli görsel-işitsel uyaran sunması, çocukların beyinlerinin anlık ödüllere alışmasına neden oluyor ve bu durum uzun süreli odaklanma becerisini zayıflatıyor. Gece ekran kullanımının uyku düzenini bozarak dikkat sorunlarını daha da derinleştirdiği ve özellikle 0-6 yaş arasındaki çocuklarda beyin gelişimi için ciddi risk oluşturduğu kaydediliyor.

Tanı ve Tedavi Yöntemleri Nasıl İşliyor?

DEHB tanısının, çocuk psikiyatri hekimi tarafından klinik değerlendirme, gözlem ve aile ile öğretmenlerden alınan detaylı bilgilerle konulduğu biliniyor. Tanı için herhangi bir testin zorunlu olmadığı, ancak gerekli görüldüğünde nöropsikolojik testlere başvurulabildiği ifade ediliyor.

İlaç tedavisinin en etkili yöntem olduğu, terapi ve davranışsal yöntemlerin ilaçla birlikte uygulandığında sonuçların daha olumlu olduğu belirtiliyor. İlaçların bağımlılık yapmadığı, aksine DEHB olan çocuklarda toplum ortalamasına göre 2-3 kat daha fazla görülen bağımlılık riskini azaltarak koruyucu bir etki sağladığı vurgulanıyor.

Sosyal Yaşamı da Derinden Etkiliyor

DEHB'nin yalnızca akademik hayatı değil, sosyal ilişkileri de olumsuz etkilediği görülüyor. Sabırsızlık ve dürtüsellik nedeniyle arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanabildiği, sık sık eleştirilme ve başarısızlık hissinin özgüven kaybına yol açabildiği aktarılıyor. Müdahale edilmediğinde okul başarısızlığı, depresyon, bağımlılık riskinde artış ve iş yaşamında sorunlar gibi ciddi sonuçların ortaya çıkabildiğine dikkat çekiliyor.

Muhabir: Sümeyra İÇER