Şirin ve sakin varlığını devam ettirmekte olan Erzincan tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bulunmakta. Birçok felakete, efsaneye ve çalkantılı dönemlere göğüs geren Erzincan’ımız benzersiz sayısız özelliği ile özelikle son dönemlerde cazip illerimiz arasında yer almakta. İşte dünden bugüne Erzincan;

Erzincan, Türkiye'de Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Erzincan ilinin merkez ilçesidir.
Şehir tarihte Mengüçlü Beyliği'ne başkentlik yapmıştır. Doğusunda Çayırlı ve Üzümlü, batısında Kemah, kuzeybatısında Refahiye ilçeleri, kuzeyinde Gümüşhane, güneyinde Tunceli illeriyle komşudur.

Erzincan adının, Strabon’un İlkçağ’da bu bölgede bulunduğunu belirttiği Eriza şehrinden geldiği söylenir; yine bu bölgeden bahseden Grek kaynaklarında Aziris adıyla gösterilen şehrin de Erzincan olması mümkündür. Şehrin adı Ermeni kaynaklarında Erez, Erzng ve Erznga; Bizans kaynaklarında Aringam (Arıngan), Arsingan, Erzingan; Arap kaynaklarında ise Erzencân şeklinde geçer. Türk fetihlerinden sonra şehrin adı önce Erzingan, Ezirgân olarak söylenmiş, ardından da bugünkü şeklini almıştır

İlk çağ ve Hititler dönemi

Erzincan'ın İlk Çağ tarihi hakkında kesin bir bilgiye henüz sahip olunmamakla birlikte tarihçiler ikinci bin yıl da, bu bölgede Hurriler'in yaşadığını, ikinci bin yılın ilk yarısı başlarında da Hayaslılar ve Azzilerin hüküm sürdüğünü kaydetmektedir. Anadolu'da MÖ 1600 ile 1180 tarihleri arasında Hattuşaş'ı merkez yaparak büyük bir imparatorluk kuran Hititler yakın doğuyu egemenlikleri altına almışlar ve Erzincan'da Hititlerin yönetimi altındaydı. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde Hititlere ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin Hitit egemenliği altında kaldığı düşünülmektedir.

Urartular dönemi

Doğu Anadolu'da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartular olmuştur. MÖ 900 yıllarında kurulan bu devlet Tuşpa'yı (Van) başkent yapmış, sınırlarını Hazar Denizi'nden Malatya'ya, kuzeyde Erzurum ile Erzincan'dan güneyde Halep ve Musul'a kadar genişletmiştir. Yine Erzincan yakınlarında Altıntepe'de 1953'te yapılan kazılarda[3] Urartular'a ait birçok eser çıkarılmış, bu yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır. Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri teker teker tahrip edilirken Medler'in Anadolu'yu istilası sırasında MÖ 600 yıllarında tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular'ı yenerek Anadolu'yu istilaya başlayan Medlerin (MÖ 612) eline geçti. Med İmparatorluğu'nun Kyaksar döneminde Lidyalılar'la yapılan savaşlar, muhtemelen Erzincan ve civarında meydana geldiği düşünülür. Bu yöreler MÖ 550 tarihlerinde Persler'in eline geçmiştir.

Persler dönemi

Hititler'in Anadolu'yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da Persler ele geçirdiler. Persler'in yükselişi daha çok Büyük Kiros (559-530) ve II. Kambises (530-522) dönemlerine rastlar. Bu dönemde Erzincan ve çevresi de Persler'in eline geçer. Persler'den sonra Anadolu Makendonyalılar'ın eline geçmiştir. Roma ordusu MÖ 70 tarihinde Doğu Anadolu Bölgesi'ni ele geçirmeye başlayarak Elazığ yöresindeki Harput Krallığı'nı yıktıktan sonra, Tigran'ın ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (MÖ 68) Pontuslular da Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi en son Bizans imparatoru Herakleios tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan İran'dan geri alındı.

644-656 yılları arasında Halife Osman bin Affan zamanında Habîb bin Mesleme 35/655 senesinde Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen Müslümanların yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve Trabzon kentlerini 859 yılında Bizanslılar'dan geri aldı. Böylece Erzincan tekrar Arapların hakimiyetine geçti.

Sarıgül TBMM komisyonunda konuştu Sarıgül TBMM komisyonunda konuştu

Türk hakimiyeti

Anadolu'da Türk hakimiyeti Malazgirt Meydan Muharebesi sonrası Türklerin Anadolu'yu vatan edinmesiyle başlamış, Malazgirt Muharebesi kazanılınca Alparslan, Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine komutanlarından Mengücek Ahmet Gazi'yi görevlendirmiştir. Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti alan Ahmet Gazi, Kemah'ı merkez yaptı. 1114 yılında Ahmet Gazi'nin ölümü üzerine yerine oğlu İshak Bey geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölümü üzerine yerine Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları Melih Mahmut'un hükümdarlığını tanımayınca, Mengüçlü Beyliği parçalandı. Kemah, Melih Mahmut'a Erzincan, Davut Şah'a, Divriği'de, Süleyman Şah'a düştü. 1151 yılında Davut Şah'ın öldürülmesi üzerine Erzincan'a 13 yıl Süleyman Şah sahip olmuş; Davut Şah'ın oğlu Fahrettin Behramşah 1165 yılında babasının tahtında oturunca, Mengüçlü Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah, Kılıçarslan'ın damadı olması Mengücek ile Anadolu Selçuklu Devleti ilişkilerini gelişmiştir.

Behram Şah zamanında Erzincan ticaret ve sanayisi gelişmiştir. Deprem ve afetler sebebi ile o döneme ait eserler günümüze ulaşamamıştır. 1225 yılında Behram Şah'ın ölümü üzerine yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah'ı işgal ederek Mengüçlü Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Harezmşahlar Hükümdarı Celalettin Harzem Şah arasında Erzincan yakınlarında 1230 yılında Yassıçemen Muharebesi oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi, bölgeye hakim olan Alaattin Keykubat'ın 1237 yılında ölümü üzerine yerine oğlu II. GıyaseddinKeyhüsrev geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240 tarihinde Erzurum'u işgal eden Moğollar, Erzincan'ı da geçerek 1243 tarihinde Kösedağ Savaşı'nda Anadolu Selçuklu Devletini hezimete uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti. İlhanlılar, Erzincan'ın da aralarında olduğu bölgeyi beylerle yönettiler. Bir ara Çobanoğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan Erzincan ve yöresini kendi beyliğine kattıysa da 1338'de Memluk Sultanı Nasreddin Muhammed'in yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan'dan geri alındı. Erzincan bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaeddin Eretna 1352'de öldükten sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey'e bırakıldı. Sırası ile Ahi Ayna Bey, Pir Hüseyin, Mutahhareten Bey yönetimi ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan'a ve yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu Hükümdarı Kutlu Bey'in yardımı ile atlatıldı.

Erzincan Emiri Mutahhareten'in Timur'a bağlanması dönemin Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt'ı kızdırmıştı. Bu olayın üzerine Beyazıt, 1401 yılında Erzincan'ı kuşattı. Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince bölge 1402 yılında tekrar Timur hakimiyetine geçti. Bölgede II. Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamadılar. 1419'da I. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan'ı zapt etti ve Pir Ömer'i vali olarak tayin etti.

Osmanlı İmparatorluğu dönemi

Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan'ı 1455 yılında aldı. Kaleyi yeniden onardı. Yöre Fatih Sultan Mehmet ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli Savaşı'na kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunlar'ın elinde kaldı. Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti. 1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan'ı karargâh yapmıştı. Anadolu'yu eline geçirmek isteyen Safeviler'e Yavuz Sultan Selim 23 Ağustos 1514'te Çaldıran Muharebesi'yle dur deyince, Erzincan tekrar Osmanlılar'ın yönetimine geçti. Yine Kanuni Sultan Süleyman 1534'te Tebriz Seferi, 1540'ta İran Seferi sırasında Erzincan'a uğramıştır.

Cumhuriyet dönemi

I. Dünya Savaşı başlangıcında Osmanlı toprakları olan Erzincan, Sivas, Trabzon civarları savaş devam ettikçe Çarlık Rusyası ordusunun himayesine geçmiştir. Savaş sırasında gerçekleşen Şubat Devrimi sırasında Rusya toprağı olan bu bölgeler, Rusya’nın diğer bölgelerinde gelişen olaylardan aynı şekilde etkilenmiştir. Bolşevik askerler kendi subaylarını tutuklamışlar, ayaklanmışlar, bununla birlikte sovyet yönetimleri kurmuşlardır. Bunlardan biri de, savaş döneminde Rusya toprağı olan Erzincan'da bulunan Bolşevik askerlerin kurduğu Erzincan Sovyeti hükûmetidir. 
Sovyet hükûmeti, Bolşeviklerin askeri, siyasi ve ekonomik desteği ile kısa zamanda gerçek bir iktidar oldu. İlkin, Sovyetler Birliğideki Kolhozların benzeri bir kolektif üretim çiftlikleri oluşturuldu. Ardından istihbarat ve askeri örgüt ve polis teşkilatı kuruldu. Maliye kanunu çıkarıldı ve vergilerin İstanbul hükûmetine değil, Sovyetlere ödenmesi kararlaştırılarak vergi miktarları belirlendi. Toprak kanunu çıkarıldı, topraksız köylülere toprak dağıtıldı[kaynak belirtilmeli]. 1921 yılında Kuvâ-yi Milliye müdahalesi sonucunda feshedilmiştir. Bazı kaynaklar ise Osmanlı Ordusu tarafından yıkıldığını belirtir

Savaş sonrası

Şehir I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında yapılan Erzincan Muharebesi sonucunda 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler'de silahlı birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de SSCB Hükûmeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de Rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak Osmanlı Ermeni çeteleri birçok kanlı olaya neden olmuştur.[kaynak belirtilmeli] Bu dönemde Bolşeviklerden etkilenen ve Sovyet yönetimini benimseyen gruplar kısa süreli Erzincan Şûrası'nı kurmuştur. Kazım Karabekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan'ı, 17 Şubat 1918 de ise Tercan'ı Ermeni silahlı örgütlerden kurtarmışlardır. Türk Kurtuluş Savaşı'nda ve hareketli geçen cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı Atatürk ve silah arkadaşlarının yanında savaşmıştır.

Kentin adının Eriza veya Aziriz kelimelerinden geldiği, ilk önce Erziricin daha sonra da bugün ifade edildiği şekilde Erzincan'a dönüştüğü rivayet edilmektedir. 1939 Erzincan depremi olarak bilinen şiddetli depreme maruz kalmış, şehirde büyük bir yıkım yaşanmış, on binlerce insan ölmüştür. Depremden sonra şehir yeniden inşa edilmiştir.

Erzincan depremleri

Türkiye'nin en büyük depremi olarak anılan 1939 Erzincan depreminde on binlerce insan ölmüştür. Depremden sonra demir yolundan yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir. 27 Aralık 1939 gecesi 7,9 büyüklüğünde bir deprem yaşanmış, şehir harabeye dönmüş taş taş üstünde kalmamıştır. Bu deprem Türkiye'nin gördüğü en şiddetli deprem olup 30.962 kişi ölmüştür. Gece 2:00'de Erzincan'ı 52 saniye boyunca sallayan deprem ayrıca 20. yüzyılın depremleri sıralamasında 15. olmuştur. Erzincan'ı ve hattâ, Koyulhisar'ı da tümüyle haritadan silen bu deprem; Elazığ, Amasya, Ordu, Kayseri, Kırşehir, Ankara, Çankırı, Sivas, Samsun, Yozgat ve Tokat illeri ve çevresinde hissedilmiştir. Toplamda 116,720 bina yıkılmış ve deprem gecesi hava sıcaklığının 0 derecenin altında 30 dereceyi göstermesi de ölü sayısının artmasında büyük etken olmuştur. Deprem sırasında kentin demiryolu köprüsü de yıkılmış, telgraf hatları kopmuş, Erzincan'ın çevreyle bütün ilişkisi tamamen kesilmiştir. Bu depremde Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın varlığı anlaşılmıştır. Erzincan'da yıkıcı bir başka deprem de 13 Mart 1992'de yaşanmıştır. Bu deprem 6,8 büyüklüğünde olmuş, 653 kişi ölmüştür.

Coğrafya

Erzincan Doğu Anadolu Bölgesinin Kuzey Batı bölümünde yukarı Fırat havzasında yer almaktadır. Yüzölçümü 1.521 kmolan Erzincan'ın deniz seviyesinden yüksekliği 1.185 metredir.

İklim

Karasal iklim özelliğine sahip Erzincan yüzey şekilleri, ovaları ve dağlarla çevrili olmasından dolayı yer yer değişik karakterli iklimlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Doğu Anadolu bölgesinde yer alan Elazığ ve Malatya dışındaki diğer tüm illerden daha ılıman iklimi vardır. Yıllık sıcaklık ortalamaları 16,6 °C'dir. En soğuk ay olan Ocak ayı ortalamasının -3,7 °C, en sıcak ay olan Ağustos ayı ortalamasının da 23,9 °C olduğu görülmektedir. Erzincan, çevre illere göre daha uzun ve sıcak yaz mevsimi yaşamaktadır.

Kış mevsiminde doğudan gelen Sibirya kaynaklı hava kütlelerinin tesirinde kaldığı için oldukça sert kış günleri yaşanmaktadır. Yağış itibarıyla, 380,6'lık (kg/m²) yağış ortalamasına sahip olan Erzincan ili, yıl içerisinde en fazla yağışı 633,1 mm olarak, en az yağışı 206,1 mm olarak almaktadır. En yağışlı mevsim İlkbahar olup, yağışın yüzde 39'u bu mevsimde, yüzde 26'sı sonbahar, yüzde 22'si kış ve yüzde 13'ü de yaz mevsiminde kaydedilmektedir. Yıllık nem ortalaması ise yüzde 62'dir.

İklim açısından önemli olan, meteorolojik göstergeler istasyon bulunan ilçelere göre uzun yıllar ortalamaları olarak aşağıda gösterilmiştir. Erzincan'da akarsu boylarında görülen kavak ve söğütlerin dışında genel olarak kısa ömürlü cılız otsu bitkiler yaygındır.

Ekonomi

Erzincan halkı geçimini tarım, hayvancılık ve ticaretle sağlar. Büyük şehirlerin kalabalık nüfusu, yüksek binaları ve boğucu havalarının aksine Erzincan insanı kendine bağlayan düzenli şehir yapısı, sayısız doğa güzellikleri, ekonomik alışveriş koşulları ile huzurlu bir yaşam için ideal bir şehirdir. 1992 yılında yaşanan Erzincan depreminin neden olduğu büyük yıkıma rağmen Erzincan gelişmeye de devam etmektedir. Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olup şehirde Sünni ve Alevilerde yoğunluktadır. Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan Erzincan'ın ticaret ve sanayi ise il merkezinde yoğunlaşmıştır. Yaklaşık 373 hektar alan üzerine kurulu Erzincan Organize Sanayi Bölgesi şehrin tek sanayi faaliyetinin sürdürüldüğü alandır. Yine bulunduğu coğrafi konum ile tarıma yatkın bir şehirdir. Tarım üretiminde buğday, arpa, çavdar, patates ve şekerpancarı bölge üretiminde en fazla payı alan ürünlerdir. Küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığı ve arı kovanı sayısı bakımından önemli bir paya sahiptir.

Kültür

Erzincan ili komşularının sayısının fazlalığı nedeniyle birden fazla kültürden etkilenmiş bir şehirdir. Şöyle ki Çayırlı, Otlukbeli ve Tercan ilçelerinin Erzurum'a ve Bayburt'a yakın olması nedeniyle bu ilçeler Erzurum'un ve Bayburt'un kültürünün etkisi altındadır. Bu ilçelerde halk oyunu olarak Bar oynanmakta ve ağız yapısı olarak da bu iller ile aynı ağız yapısını konuşmaktadırlar. Merkez, Üzümlü ve Kemah ilçeleri ise kısmen Kelkit Vadisi kısmen Sivas kısmen de Erzurum-Bayburt kültürünün etkisi altındadır. Bu ilçelerin ağız yapısı Erzurum ve Sivas illerinin ağız yapısının harmanlanmış şeklidir. Halk oyunu olarak Halay oynanmaktadır. En meşhuru "Erzincan Düzü" dür. Refahiye ilçesi ise Kelkit Vadisi kültürünün etkisi altındadır. Ağız yapısı Kelkit Vadisi ilçeleriyle hemen hemen aynı yapıdadır. İlçede halk oyunu olarak Dik Horon, Halay ve Bar karışık oynanmaktadır. İliç ve Kemaliye ilçeleri ise Elazığ ilinin kültürünün etkisi altındadır. Ağız yapısı Elazığ ve Malatya illerine benzer. Halk oyunu olarak Dik Halay ve Bar oyunu oynanmaktadır. İliç'in Refahiye'ye yakın köylerinde Dik Horon da oynanmaktadır.

Ağız

Erzincan merkez ilçesinde kullanılan Türk şivesinin Doğu Anadolu ağızları içindeki konumu Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması[31] adlı çalışmasında yer verilmiştir. Ayrıca ilde "Kürtçe ve Zazaca" dilleri de konuşulur.

Eğitim

Fakülte - 12 adet: (Erzincan 2012 yılında yapılan KPSS'de Eğitim Bilimleri alanında Türkiye'de en yüksek ortalama yapan öğrencilerin bulunduğu şehir olmuştur).[32] Eğitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi
 

Yüksek Okul - 3 adet:
Sivil Havacılık Yüksek Okulu, Kemaliye Hacı Ali Akın Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu, Yabancı Diller Yüksek Okulu
Meslek Yüksek Okulu - 12 adet: Adalet Meslek Yüksek Okulu, Çayırlı Meslek Yüksek Okulu, İliç Dursun Yıldırım Meslek Yüksek Okulu, Kemah Meslek Yüksek Okulu, Kemaliye Hacı Ali Akın Meslek Yüksek Okulu, Meslek Yüksekokulu, Refahiye Meslek Yüksek Okulu, Refahiye Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Tercan Meslek Yüksek Okulu, Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu, Üzümlü Meslek Yüksek Okulu
 

Enstitü - 3 adet: Sosyal Bilimler Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sağlık Bilimleri Enstitüsü

İlk ve orta dereceli okullar -  Şehir Merkezinde 18 (Belediye Sınırları içi) ve kent genelinde 39 adet lise ile belediye sınırları içerisinde 42 ilköğretim okulu hizmet vermektedir

Ulaşım

Erzincan'a ulaşım, tren ve karayolu ile sağlanabileceği gibi, Erzincan DHMİ ait modern uluslararası havalimanından da yapılabilmektedir. Erzincan'a en önemli ulaşım biçimi şehir merkezi çevresinden geçen Avrupa E-yolu E80 otoyoludur. Demiryolu ulaşımının da önemli bir yere sahip olduğu Erzincan'da TCCD Taşımacılık tarafından Ankara - Kars arasında işletilen Doğu Ekspresi doğuda Erzurum istikametinde, batıda Kemah-Erzincan yolu istikametinde Fırat Nehri boyunca sürer ve Sivas'a uzanır. Yine bu hat üzerinde Erzincan - Divriği Bölgesel Treni işletilmektedir. Ayrıca şehre yüksek hızlı demiryolu bağlantısı sağlayacak Sivas - Erzincan yüksek standartlı demiryolu'nda inşa çalışmaları sürmektedir.

Birçok badireyi atlatarak bugünlere gelen Erzincan’ımız tarihi, sosyal,kültürel,coğrafi birçok özelliği ile adından Şirin Erzincan olarak söz ettirmeyi başaran ayrıca  Ülkemize birçok siyasetçiyi de kazandırmayı ihmal etmeyen bir şehrimiz olarak varlığını sürdürmeye devam etmekte.

ERZİNCAN TARİHİ 1_1280x720ERZİNCAN TARİHİ 2_1280x677ERZİNCAN TARİHİ 3_1280x814ERZİNCAN TARİHİ 4_1280x841ERZİNCAN TARİHİ 5_1280x841erzincan_1280x802Erzincanmerkezi_1280x806

Merve KİRAZ

Editör: Merve Kiraz