Türkiye için 6 Şubat, acısı asla unutulmayacak, izleri silinmeyecek bir gün. Yaşananlardan hareketle deprem bilincini üst seviyelere taşımayı amaçlayan bir sempozyum düzenlendi.
Asrın İhyası: Güçlü Yarınlara 6 Şubat Depremleri Sempozyumu" İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un katılımıyla İletişim Başkanlığı'nda; Asrın İhyasında Kamu Yönetimi, Deprem Sürecinde Medya ve Yerel Aktörlerin Rolü, İnsan Hikayeleriyle Asrın Dayanışması başlıkları adı altında 3 panel şeklinde gerçekleşti.
Sempozyuma Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Erzincan Bölge Müdürü Metehan Akkaya panalist olarak katıldı.
Sempozyumun “Deprem Sürecinde Medya ve Yerel Aktörlerin Rolü” isimli 2. Panelinde konuşmacı olan Akkaya önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Deprem bölgelerinin başında gelen Erzincan’da hassasiyet noktasının oldukça kuvvetli olduğunu vurgulayan Akkaya’nın açıklamaları şu şekilde;
"Başkanlığımız deprem döneminde aktif çalışan kurumlardan bir tanesiydi. Sayın başkanımızın talimatlarıyla ve koordinasyonuyla 19 bölge müdürümüz ekipleriyle birlikte afet bölgelerine gitti. Gittiğimizde oralarda mobil hizmette oluşturduk. Bunu bazen mobil araçlarda bazen de çadırlarda yaptık. Basın mensuplarının işlerini kolaylaştırmak için onların elektriğe, internete ulaşmasını sağladık.
Öncelikle basına destek olma amacıyla orada olsak da tek amacımız bu değildi. Bununla birlikte Cimer’den gelen taleplerin yerelde koordinasyonunu da yürüttük.
Yine dezenformasyon faaliyetlerinde de aktif görev aldık. Bunu orada yer alan kişiler olarak, dezenformasyonla mücadele Agent olarak yaptık diyebilirim. Yüz yüze, konuşarak iddialarla mücadele etmeye çalıştık. Tabi ki hakikatin takipçisi çok fazla yok. İnsanlar afet anında öfkeli oldukları için inanmak istediklerine inanıyorlar. Bu da daha çok dikkat çekiyor. Ama biz yine de hakikati yaymaya gayret ettik. Mobil hizmet araçlarımızla basınımıza taşınabilir bataryalar, fenerler, termoslar, acil durumlarda ısınmalarını sağlayacak battaniyeler verdik. Hem ulusal medyamıza hem de yerel medyamıza bu desteği sunduk. Karavanlarımızda haberlerini yazdı, canlı yayınlara bağlandılar.
Çadır ihtiyacı, barınma ihtiyacı, arama kurtarma ihtiyacı gibi durumları başkanlıkta bir ekip bunları süzüyor ve bize gönderiyordu.biz de ilgili watsap guruplarında yerelde paylaşıyorduk. Yerel aktörlerin rolü doğru bilgiyi doğru şekilde planlayarak kurumlara aktarmak. Doğru koordinasyonu sağlamak asıl hedef olmalı. O an vinçten, kepçeden, arama kurtarma ekiplerinden çok daha önemli bir ihtiyaçtır doğru teyit edilmiş bilgi ve efektif, etkili bir planlama koordinasyonu. Bunu da 11 ilde en iyi şekilde devletimiz gerçekleştirdi.
YERELDE NE YAPILMALI?
Erzincan Bölge Müdürlüğü olarak da diğer bölge müdürlüklerimizde bir bilinç oluşturmak için faaliyet yapmalıyız. Yani şehirlerimizi dirençli hale getirdiğimiz gibi insanlarımızı da kamu kurumlarımızın arasındaki ilişkiyi de depreme dirençli hale getirmeliyiz. Bir deprem anı olduğunda kamu kurumlarımız ne yapacağını çok iyi bilmeli, herkes kendi rolünü tatbik etmiş olmalı.
Mesela tatbikatlarda her şey yapılıyor ama bir koordinasyon toplantısı simülasyonu , bir iletişim simülasyonu yapılmıyor. Bir medyanın dezenformasyon mu değil mi, doğru bilgiye nasıl ulaşırım simülasyonu yapılması gerektiğini söylemek isterim.
1939 Erzincan depreminin yıl dönümünde biz bir afet iletişimi sempozyumu yaptık. Depremin her an gerçekleşebilecek bir gerçek olduğunu ve hazırlıklı olmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum.
YERELDE VATANDAŞIN BİLGİ ALMA ÇABASI NASIL?
Afad İl Müdürlüklerinin gönüllüler üzerine yürüttüğü bir program var. Biz de buna basın mensuplarımızı dahil ettik. Tabi ki diğer bölge müdürlüklerimiz de yaptı bunu. Basın mensuplarımıza ilk yardım ve arama kurtarma eğitimleri verdik. Çünkü afetin olduğu ilk anda herkes depremzede, herkes arama kurtarma gönüllüsü. Çünkü ilk gün gerçekten çok önemli. biz basın mensuplarından sorumluyuz. Diğer kurumlarda kendi personellerine bu eğitimleri aldırıyorlar. Depreme dirençli olmaya mecburuz.
TOPLUM BİLİNCİ ŞART! ERZİNCAN’DA DEPREM İLE İLGİLİ NABIZ NASIL ATIYOR?
Birde kendimiz de de bilinç olmalı. Mesela biz depreme dayanıksız binalarda oturmamalıyız. Erzincan’da 93 depreminden sonra hiç 4 katın üstünde bina yapılmamış. Kimse de bunu delmek için çaba sarf etmiyor. Tamamen ders alınmış. Herkes biliyor ki burası bir deprem bölgesi. 10 katlı bir bina için izin alınsa ve yapılsa Erzincan’da kimse orda oturmak istemez. Toplumda bir bilinç oluşmuş. Bu sebeple toplumda bilinci şart."