Erzincan Dağlarındaki Ölümsüz Eser: Mustafa Aydemir’in Atatürk Sevgisi, Dağdan Bakan Gözler

Abone Ol

Bu öykü, 1982 yılında kısa dönem askerlik görevini Erzincan 59. Topçu Tugayı’nda yapan ve yalnızca 30 gün gibi kısa bir sürede, boyu 176 metre, kapladığı alanı 7.500 metrekare olan Atatürk portresini Keşiş Dağları’na kazıyan, Atatürk sevdalısı Mustafa Aydemir’in hikâyesidir.

600 ton taş, 200 ton harç ve 200 ton boya kullanılarak meydana getirilen bu dev eser, dünyada eşi benzeri olmayan bir sanat abidesidir. Atatürk’ün portresi, gökyüzünden ve hatta uzaydan bile görülebilecek kadar görkemlidir. Bu eser, yalnızca Mustafa Aydemir’in değil; 59. Topçu Tugayı’ndaki askerlerin, dönemin Tugay Komutanı Hidayet Güngör’ün ve Binbaşı Yılmaz Bahar’ın desteğiyle hayat bulmuştur.

1982 senesinde Er Mustafa Aydemir hayal etti, erinden generaline kadar onlarca asker Atatürk’ümüzü Erzincan dağlarına kazıdı. O, onlarca asker gibi bizim de her gün boş boş baktığımız dağlara farklı baktı. Gelin görün ki dönemin valisi Ali Güngör tarafından Mustafa arkadaşımız aranmış, ‘’Bizden ne istiyorsunuz ne olmuş? Yani bir şey yapmışsanız yapmışsınızdır. Bizi niçin rahatsız ediyorsunuz?’’ ifadesine bile maruz kalmıştır.

Ne yazık ki, zamanında hak ettiği ilgiyi göremeyen bu eser, 2016 yılında Atatürk düşmanlarının saldırısıyla tahrip edilmiş, failleri ise bulunamamıştır. Ancak Mustafa Aydemir, bütün üzüntüsüne rağmen yeniden Erzincan’a gelmiş, İl Özel İdaresi’nin desteğiyle 2017 senesinin 30 Ağustos’unda eserin ikinci kez açılışını yapmıştır.

Peki sonra ne oldu?

Sonrası derin bir sessizlik.

Sonrası ilgisizlik.

Sonrası sahiplenilmemiş bir emanet.

Burada esas soruyu sormak gerekiyor. 59. Topçu Tugayı ve 3. Ordu neredeydi? Bu eser bir sivilin değil, askerlerin elleriyle yükseldi. Bu eser bir bireyin değil, ordunun şanına kazındı ve bugün bu eser sahipsizse sorumluluğu en başta o elleri taşıyan, o dağlara emek harcayan kurumlarındır. Sizler Atatürk’ün hatırasına sahip çıkarak bu borcu ne zaman ödeyeceksiniz?

Sırtını dönen, bizim işimiz değildir diyen günün valisi hangi bahanenin arkasına saklanıyordu.

Sahip çıkmayı bir tercih, bir iyilik gibi sunanlar var. Hayır efendim! Atatürk’ün hatırasına sahip çıkmak bir lütuf değildir. Bir borçtur.

Mustafa Aydemir borcunu ödedi. Hayalini gerçeğe dönüştürdü.

Sıra bizlerde…

Tarih suskunları yazmaz. Tarih emanete sahip çıkanları yazar.

Bugün Erzincan valisi çabalıyor, halk elinden geleni yapıyor ama esas borcu olanlar hala seyrediyor. Bu portreyi sahiplenmek millete olan vefanın ispatıdır. Ya bu emanete sahip çıkarsınız ya da tarih sizleri ve bizleri affetmez.

Bugün ise bu eserin geleceği hepimizin omuzlarındadır. Depremler, sert iklim şartları ve bakımsızlık nedeniyle portre her geçen gün yıpranmaktadır. Rastgele ellerle yapılan onarımlar, eseri kurtarmak yerine yok olma tehlikesine sürükleyebilir. Dolayısıyla kalıcı çözümler şarttır.

Bu eserin çelik kondüksiyonlarla tabiat şartlarına dayanıklı bir duruma getirilmesi şarttır. Bu amaçla Mustafa kardeşimiz 3.200.000 TL çevresinden bularak bu işin yapımını Mesut Korkmaz adında bir müteahhitte 2023 senesinde vermiştir. Yapılan imalat hataları ve neredeyse çimentonun bile kullanılmadığı bu eser 2 yılda kum yığınına dönüşmüştür. (Bilirkişilerin raporları ile olay mahkemeye taşınmıştır.) Eser kısa bir zaman diliminde onarılmazsa ileriye dönük çok daha büyük maliyetlere mâl olacağı aşikardır.

Bu noktada özellikle Erzincan Valimiz Sayın Hamza Aydoğdu’nun gayretlerini takdirle anmak gerekir. Sayın Valimiz, eserin korunması için şantiye çalışmalarında işçilere destek olmuş, her türlü ihtiyacın giderilmesinde öncü rol üstlenmiştir. Kendilerinin bu duyarlılığı, Erzincan halkı için büyük bir örnek teşkil etmektedir. Atatürk sevgisini ve milli değerlerimizi yaşatma konusundaki hassasiyetleri, gönüllerimizde ayrı bir minnet duygusu uyandırmaktadır.

Yaklaşık 5 milyon TL maliyete ulaşacağı tahmin edilen restorasyon için Erzincanlı hemşerilerimiz HasanTezik500.000 TL ve Tamer Köse 500.000 TL bağış yaparak örnek bir fedakarlık göstermiştir. Kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu eser, yalnızca Mustafa Aydemir’in değil; Erzincan’ın, Türk milletinin ve Atatürk’e yürekten bağlı olan herkesin ortak mirasıdır. O portreye sahip çıkmak, aslında kendi tarihimize ve milli kimliğimize sahip çıkmaktır.

Bugün halkımıza düşen görev; bu emanete gönülden sahip çıkmak, çocuklarımıza ve torunlarımıza onurlu bir miras bırakmaktır. Çünkü Erzincan dağlarına kazınan o portre, yalnızca bir taş yığını değil; milletimizin bağımsızlık aşkının, Atatürk’e duyduğu şükranın ve vatan sevgisinin abideleşmiş halidir.

Geliniz, bu emaneti hep birlikte koruyalım. Atamıza olan borcumuzu, dağlara kazınmış bu eşsiz portreye sahip çıkarak ödeyelim.