Tarihin tozlu sayfaları arasında sessizce varlığını sürdüren Erzincan, yüzeyde sade bir Anadolu şehri gibi görünse de, binlerce yıllık geçmişiyle adeta bir açık hava müzesi niteliğinde.
İlkçağın Sisleri Arasında: Hurriler, Hayaslılar ve Azziler
Anadolu’nun doğusunda yer alan Erzincan, tarihi boyunca birçok medeniyetin gölgesinde kalmış, ancak her biri iz bırakmış uygarlıkların geçiş noktası olmuştur. İlkçağ’a dair kesin bilgilere tam olarak ulaşılamasa da, ikinci bin yılın başlarında Hurriler’in bu topraklarda yaşadığı, Hayaslılar ve Azziler’in ise hüküm sürdüğü kaynaklara yansımıştır.
Hititler’in Gölgesi: Kayıp Yerleşimlerin Ardında Bıraktığı İzler
Hititler’in Anadolu’da büyük bir imparatorluk kurduğu M.Ö. 1050-1180 yılları arasında, Erzincan’ın da bu uygarlığın yönetimi altında olduğu düşünülüyor. Her ne kadar bölgedeki kazılarda doğrudan bir Hitit yerleşimine rastlanmamış olsa da, onların etkisi göz ardı edilemez.
Altıntepe’nin Sırları: Urartuların Yükselişi
M.Ö. 900’lü yıllarda Van’ı başkent yapan Urartular, sınırlarını Erzincan’a kadar genişletmiş ve Altıntepe’de yapılan kazılar bu uygarlığın bölgedeki varlığını kesin olarak ortaya koymuştur.
Medler, Persler ve Antik Dönemin Hâkimiyet Mücadelesi
Urartular, M.Ö. 600’lü yıllarda Med istilalarıyla tarih sahnesinden silinmiştir. Ardından gelen Medler ve Persler, Erzincan’ı da içine alan geniş bir coğrafyada egemenlik kurmuşlardır.
Roma’dan Bizans’a: Savaşların ve İstilaların Kesişim Noktası
Makedonyalılar’ın ve Romalılar’ın hâkimiyet mücadelelerine sahne olan bölge, Bizans ve İran arasında sık sık el değiştirmiş, 629 yılında Bizans İmparatoru Heraklius tarafından İranlılardan geri alınmıştır.
İslam Ordularının Gelişi: Habib Bin Mesleme’nin Fethi
Müslüman Arap orduları, 655 yılında Habib bin Mesleme komutasında Erzincan’ı fethederek İslam coğrafyasına katmıştır. Abbasiler döneminde Bizans saldırılarına karşı bölge defalarca savunulmuştur.
Türklerin Ayak Sesi: Mengücek Beyliği’nin Doğuşu
1071 Malazgirt Zaferi sonrası Türk akınları yoğunlaşmış, Alparslan’ın komutanlarından Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan başta olmak üzere çevre bölgeleri fethederek Anadolu’daki ilk Türk beyliklerinden birini kurmuştur.
Sanat, Ticaret ve Depremler: Behram Şah Dönemi
Mengüceklerin önemli isimlerinden Fahrettin Behram Şah döneminde şehir kültürel ve ekonomik açıdan ilerlemiş, ancak depremler nedeniyle bu döneme ait eserlerin çoğu günümüze ulaşamamıştır.
Selçuklu ve Moğol Gölgesinde Bir Şehir
1228’de Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan’ı almış, kısa bir süre sonra Kösedağ Savaşı ile Moğollar bölgeyi egemenlikleri altına almıştır. İlhanlılar döneminde şehir valilerle yönetilmiştir.
Bağımsızlık Rüzgârları: Eretna Beyliği ve Yerel Yönetimler
İlhanlılar’ın zayıflamasıyla Erzincan, Eretna Beyliği gibi yerel güçlerin eline geçmiş; ardından Ahi Ayna Bey, Pir Hüseyin ve Mutahhareten gibi emirler tarafından yönetilmiştir.
Timur ve Osmanlı Arasında Kalan Topraklar
Timur’a bağlanan Erzincan, Yıldırım Bayezid’in kuşatmasıyla karşılaşmış; ancak Ankara Savaşı sonrası tekrar Timur’un kontrolüne geçmiştir. Ardından Karakoyunlular ve Akkoyunlular arasında el değiştirmiştir.
Otlukbeli Savaşı ile Gelen Osmanlı Hakimiyeti
1473 Otlukbeli Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti Erzincan üzerinde nihai hâkimiyet kurmuş, şehir Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına dahil edilmiştir.
Safevilerle Çekişme ve Çaldıran Zaferi
1502’de Safevi hükümdarı Şah İsmail Erzincan’ı karargâh yaparken, 1514’te Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Zaferi ile şehir tekrar Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir.
Yıkımın Eşiği: 1916 Rus İşgali ve Ermeni Ayaklanmaları
I. Dünya Savaşı sırasında Rus işgaline uğrayan Erzincan, bu süreçte Ermeni çetelerinin saldırılarına sahne olmuştur. 1918’de Kazım Karabekir komutasındaki birlikler şehri kurtarmıştır.
Taş Üstünde Taş Kalmadı: 1939 Erzincan Depremi
1939 yılında yaşanan büyük deprem, Erzincan’ı haritadan silme noktasına getirmiş, binlerce kişi hayatını kaybetmiş; ardından demiryolu hattının yukarısında modern Erzincan şehri kurulmuştur.
İsminin Sırrı: Eriza mı, Erziricin mi?
Kentin adının “Eriza” ya da “Aziriz” kelimelerinden türediği, zamanla “Erziricin” ve son olarak da “Erzincan” halini aldığı rivayet edilmektedir.
Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış Erzincan, geçmişin izlerini bugünün sokaklarına taşıyan bir bellek gibi; her taşı, her tepesi bir hikâye fısıldamaya devam ediyor.