Yerel aidiyet bilinci ve sevgisi olmazsa, gerçek Ulus-Millet sevgisini oluşturamazsınız... Oluşturduğunuzu zannetseniz bile, bu ayakları tam yere basmamış, sağlam oturmamış ve her an çökebilecek bir aidiyet sevgisidir. İçi ve altı boştur.
Halbuki, doğduğunuz, çocukluğunuzu genç delikanlılığınızı geçirdiğiniz yerler...
Ovasıyla, dağıyla taşıyla, tarlasıyla, bağıyla...
Ata-dede hatıratlarıyla.. Anılarıyla..
Spikörden Keşişlere, Kazankayadan Ergana, Kılıçkayadan Munzurlara, Sakaltutandan Sansa boğazına kadar bütün bu coğrafya, içindeki tarihi bir taş, bir mekan bir kervansaray size aslında birşeyler söyler, anlatır...
Size sizi anlatır.. Burayı neden sevdiğinizi, bu sevginizi neden anlatamadığınızı anlatır...
İşte bütün bunları bilinçaltınıza merak eden yüreğinize, Tarih anlatır.. TARİH...
Tarih doğru ve dürüst anlatımlarla çok şerefli bir ilimdir..
Tarih ilmi derken, Erzincan Yerel tarihi kapsamında bu şehrin, gelecek kuşaklara aidiyet ve muhabbet kurması noktasında fevkalade önemli bir görevi ifa edecek bir ilimden bahsediyoruz..
Bu noktada, araştırmacı yazar, bilimadamları'nın, şehir aklıselim ve kanaat önderlerinin,
Kültür-sanat konularınıda içeren bütün bu sofrada amaç, kader ve güçbirliği yapmaları elzemdir. Bu hemen olabilecek bir oluşum olmayabilir, lakin en kısa zamanda yapılmalıdır...Erzincan Kent Tarihi Konseyimi denir artık ismi her ne olursa olsun isminden ziyade ifa edeceği görev ve sorumluluğu inanınız ki son derece mühimdir. .
Farkedilebilir kültürel bir boşluğun doldurulması, ilgisiz kalmış kültürel değerlere dikkat çekilmesi, kütüphanelerde örümcek ağlarının sarmalına terkedilmiş, sandıklarda kilitli kalmış bilgilerin ortaya çıkarılması işte bu noktada sonderece önemlidir..
Erzincan şehir Tarihi şimdiye kadar hatırı sayılır çıktılar vermiştir.. Vermeye de devam etmektedir.. Ancak, marifet, iltifata tabidir düsturunca, şehrin Sosyo-Kültürel zenginliğinin günyüzüne çıkarma çalışmaları yapan, bu konularda kafa yoran İlmiye sınıfımıza destek olmak, şu zor zamanda memlekete yapılacak en mühim hizmettir..
Yazarlarımız yayınevi kapılarında, dolaşrırılıp ilmi gayret ve samimiyetleri maalesef ki törpülenme aşamasına gelmektedir..
İşte makalemizin giriş kısmında bahsettiğimiz Memleket sevgisi öyle bir sevgidir ki, bütün bu ilgisizlik, alakasızlık ve nemelazımcı davranan zevatın her türlü yoksaymalarına rağmen, bu şehrin Tarih ve kültürüne hizmette sebat ettimeyi sağlamıştır.
Ferdi çalışmalar, oluşturulacak olan böylesine bir Konsey ile güçbirliği ile çok rahat bir şekilde kısa zamanda meyvelerini verecektir. Bütün bunları aynızamanda tarihe de not düşüyorum. Birçok ilimadamımızın kalbinden geçenleri, söylemek isteyip te söyleyemediklerini ilan etmek maalesefki bugün bana düşüyor.. Neden böyle bir konsey kurulması gerekir diyoruz?
Daha evvel de bu köşede belirmiştim;
yerel yönetim makamlarının bulundukları mekânın tarihsel konumu hakkında gösterecekleri hassasiyet çok büyük bir önem taşımaktadır. Ülkemizde nadir de olsa bu konuda gayreti görülen vali ve belediye başkanlarının günümüz ve gelecek kuşaklar arasında şüphesiz mümtaz bir yerleri olacaktır. Bilim, sanat ve kültür konusunda şehrimize hizmet se, işte enbüyük hizmet bu olacaktır.
Şu yazımız belki birilerinin nazarı dikkatini çekerse, Erzincan Tarihi kapsamında çok güzel işler yapılır diye ümit ediyorum.. Devlet erkanımızdan görüşmek şöyle dursun, sekreteryalarından "randevunuz varmıydı" larla karşılaşmaktan yoruldu bu şehri sevenler.. Bu sebepten Marks Weberin kendisini de, bürokrasi kuramınıda oldum olası hazzetmezler bu şehrin tarihine hizmet etmek isteyenler...
Onlar bu şehri nedenmi seviyorlar? .. "Diyeceksen ki niye? İşte eyle..."