Merkez bankalarının faiz kararları çoğu zaman soyut makroekonomik kavramlar üzerinden tartışılır. Oysa bu kararlar, doğrudan hanehalkının servet yapısını, borçluluğunu ve birikim tercihlerini şekillendiriyor. Türkiye’de 2014–2024 dönemini kapsayan kapsamlı bir doktora çalışması, parasal aktarım mekanizmasının hanehalkı bilançoları üzerindeki etkisini ilk kez bu kadar ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nde hazırlanan tez, faiz oranları, döviz kuru ve enflasyon üçgeninde hanehalkı servetinin nasıl yeniden dağıldığını gözler önüne seriyor
Hanehalkı: Ekonominin Sessiz Ama Belirleyici Aktörü
Çalışmada hanehalkı, yalnızca tüketici olarak değil; aynı zamanda tasarruf eden, borçlanan ve yatırım yapan aktif bir ekonomik aktör olarak ele alınıyor. Türkiye’de resmi olarak yayımlanan bir “hanehalkı bilançosu” bulunmadığı için araştırmada farklı kurumlardan elde edilen veriler konsolide edilerek özgün bir bilanço tahmini oluşturuluyor. Böylece hanehalkının reel varlıkları, finansal varlıkları ve yükümlülükleri bütüncül bir çerçevede analiz ediliyor.
Faiz ve Döviz Kuru: Hanehalkı Servetinin Görünmez Mimarları
Tezin en dikkat çekici bulgularından biri, nominal döviz kuru ve faiz oranlarıyla şekillenen enflasyonun, hanehalkı bilançoları üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olması. Johansen Eşbütünleşme Testi kapsamında kurulan üç farklı ekonometrik model, para politikası araçları ile hanehalkı serveti arasında uzun dönemli ve güçlü bir ilişki bulunduğunu gösteriyor. Özellikle döviz kurundaki hareketlerin, hanehalkının net finansal servetini doğrudan etkilediği tespit ediliyor.
Konut ve Borç İlişkisi: Servet Artışı mı, Kırılganlık mı?
Araştırma, konutun Türkiye’de hanehalkı servetinin temel bileşeni olmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Ancak artan faiz oranlarıyla birlikte konut kredileri üzerinden oluşan yükümlülükler, hanehalkı bilançolarında kırılganlık yaratabiliyor. Bu durum, servet artışı ile borçlanma arasındaki hassas dengeyi görünür kılıyor.
Parasal Aktarım Mekanizması Gerçekten Çalışıyor mu?
Tez bulgularına göre, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde para politikasıyla yaratılan finansal koşullar, yalnızca makro göstergeleri değil, mikro düzeyde hanehalkının bilanço yapısını da dönüştürüyor. Faiz, kur ve enflasyon kanalları üzerinden işleyen parasal aktarım mekanizmasının, hanehalkı portföy tercihleri ve net servet düzeyi üzerinde etkili olduğu bilimsel olarak ortaya konuluyor.
Para Politikası Evlerin İçine Kadar Giriyor
Bu doktora çalışması, para politikasının soyut bir kavram olmadığını; hanehalkının varlık-borç dengesine kadar uzanan somut sonuçlar ürettiğini gösteriyor. Türkiye örneğinde elde edilen bulgular, karar alıcılar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor: Fiyat istikrarı hedefi, hanehalkı bilançoları dikkate alınmadan sürdürülebilir değil. Çalışma, parasal aktarım mekanizmasına dair literatürü hanehalkı odağında derinleştirerek bilim dünyasına önemli bir katkı sunuyor.
Kaynak:
Tanyıldızı, H. (2025). Parasal Aktarım Mekanizmasının Hanehalkı Bilançolarına Yansımaları: Türkiye Örneği. Doktora Tezi, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Ana Bilim Dalı, Erzincan. Tez No; 949991