Kuzey Fransa'nın Picardie bölgesinde, sıradan bir ormanın altında saklanan olağanüstü bir tarih yatıyor: Naours Yeraltı Şehri. Yerin yaklaşık 22 metre altında yer alan ve 300 odayı barındıran bu devasa yeraltı kompleksi, adeta zamanın içinde donmuş bir yaşam alanı.
Naours’un tarihi, MS 3. yüzyıla, Roma İmparatorluğu dönemine kadar uzanıyor. Bölgedeki doğal kaynakların işletilmesi amacıyla açılan taş ocakları zamanla genişletilerek karmaşık bir tünel ağına dönüştürüldü. Ancak asıl dönüşümünü Ortaçağ’da yaşadı. Savaşların ve işgallerin arttığı bu dönemde, yerli halk saldırılardan korunmak için bu doğal yapıyı yeraltı köyüne dönüştürdü.
Yerin derinliklerinde inşa edilen bu gizli şehir, yalnızca bir sığınak değil; tam anlamıyla bir yaşam alanıydı. Tüneller boyunca uzanan 28 galeri, insanların barınma, gıda üretimi, hayvan bakımı ve depolama gibi temel ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlendi. Kuyular, fırınlar, ahırlar ve hatta küçük tapınaklar inşa edilerek yeraltında sürdürülebilir bir hayat mümkün kılındı.
Naours’un dikkat çeken bir diğer özelliği ise dini yaşamın izlerini barındırması. Yeraltı şehrinde üç ayrı şapel bulunuyor; bu da bölge sakinlerinin sadece fiziki değil, manevi ihtiyaçlarını da yeraltında karşıladığını gösteriyor.
1,6 ila 3,2 kilometre arasında değişen uzunluğa sahip tünel ağı, ziyaretçilere sadece mimari değil, aynı zamanda insanın hayatta kalma azmini ve yaratıcılığını da gözler önüne seriyor. Bugün müze olarak ziyaretçilere açık olan Naours, yeraltındaki sessiz geçmişiyle Fransa’nın tarihine ışık tutmaya devam ediyor.