KÜLTÜR-SANAT

Mahkemeağcin Yeraltı Şehri: Tarih ve Doğanın Büyüleyici Buluşması

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Mahkemeağcin köyündeki yeraltı şehri, Bizans dönemine ait kilise ve manastır kalıntılarıyla dikkat çekerken, göçmen kuşların yuvalarıyla da doğaseverlerin ilgisini çekiyor. Zaman içinde kayaların arasında gizlenen bu tarihî bölge, keşfedilmeyi bekliyor.

Abone Ol

Ankara'nın Kızılcahamam ilçesine bağlı Mahkemeağcin köyü, gizemli ve tarihi yapısıyla ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunuyor. Köyün adını aldığı Mahkemeağcin Yeraltı Şehri, hem tarih hem de doğa severler için keşfedilmeyi bekleyen eşsiz bir alan.

Bu tarihi yerleşim, 7. ve 8. yüzyıldan kalma bir kilise, manastır ve çok sayıda mağara barındırıyor. Özellikle kaya yapısının Kapadokya’yı andırması, bölgenin bir başka özelliği. Kolayca oyulabilen kayalar sayesinde, eski medeniyetler zamanında bu alan, saklanmak ve korunmak amacıyla yerleşim yeri olarak kullanılmış. Tarihi kaynaklara göre, bu yerleşim yerinin ilk sakinleri, Hristiyanlık döneminin başlarında zulme uğramış ve burada saklanmış olan insanlar olabilir. Ardından, Bizans döneminde bu alan bir yerleşim alanına dönüşmüş.

Bugün, köydeki evlerin hemen arkasında, bu kaya kilisesi kalıntılarına rastlamak mümkün. Ancak, bölgeyi gezenlerin çoğu, burada gizli bir tarihin varlığından habersiz. Şu anda bölgeye ait herhangi bir tabela veya yönlendirme bulunmuyor; ancak, buraya gelenler, geçmişin izlerini sürerken aynı zamanda doğanın sunduğu güzelliklerin de tadını çıkarabiliyor.

Mahkemeağcin köyünde dikkat çeken bir diğer unsur ise göçmen kuşların yuvaları. Ziyaretçiler, kayaların arasında gizlenen yuvalarda tünemiş gri balıkçıl kuşlarını gözlemleme fırsatı bulabiliyorlar. Bu kuşlar, her yıl Mayıs ve Haziran aylarında bu bölgeyi ziyaret eder ve geçmiş yıllarda inşa edilmiş yuvaları kullanarak burada yavrularını büyütüp uçurana kadar kalırlar.

Mahkemeağcin Yeraltı Şehri, tarihi kalıntıları ve doğal yaşamı bir arada sunan nadir alanlardan biri. Yola düşenlerin, bu gizemli bölgeyi ziyaret etmelerini kesinlikle öneriyoruz. Zira, sadece tarih değil, aynı zamanda doğa severler için de büyüleyici bir atmosfer barındırıyor.