MERHAMET

.

Abone Ol

Geçtiğimiz günlerde garajlarındaki eski demir sürgülü kapıyı değiştirip, yerine sarmal kepenk yaptırdılar. Ustalar kapıyı söküp araca yüklerken küçük oğulları Mehmet, “Baba, bu eski kapıdan kurtulduk!” dedi. Babası ise ona, “Oğlum, öyle deme; kaç yıldır bize hizmet etti” diye karşılık verdi. Akşam olduğunda bu sözün çocuk üzerinde nasıl bir etki bıraktığı ortaya çıktı. Mehmet, annesine ve kardeşlerine, “Sakın gönderdiğimiz kapı hakkında olumsuz bir şey söylemeyin; bize yıllarca hizmet etti” diyerek uyarıda bulundu.

Bu küçük ama anlamlı olay, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) şu hadisi şerifini hatırlatıyordu:
“Merhamet edene Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.” (Tirmizî, Birr, 16)

Merhamet; yalnızca insana değil, hayvana, bitkiye, eşyaya, yani varlığın bütününe yönelen bir gönül hâlidir. Kullanılan bir kapıya bile minnet duyabilmek, insanın iç dünyasındaki inceliğin en güzel göstergesidir. Çünkü eşyaya merhamet eden, insana elbette daha fazla merhamet eder.

Bugünün hızlı, tüketen ve kolay unutan dünyasında, insanların birbirine, hayvanlara ve hatta eşyaya bile tahammülünün azaldığı bir dönemde, merhamet, en çok kaybedilen değerlerden biri hâline gelmiştir. Oysa merhamet; kalbin inceliğini, ruhun olgunluğunu ve imanın derinliğini yansıtan bir haslettir.

Küçük çocuğun, bir kapıya dahi hürmet göstermesi, aslında unutulmaya yüz tutmuş bir hakikati hatırlatmaktadır:

Acının, zulmün ve gözyaşının eksik olmadığı çağımızda merhamet; sadece bir davranış değil, bir duruş, bir bakış ve bir hayat tarzıdır.

Vesselam…