Geleneksel roket teknolojilerine meydan okuyan bir sistem geliştirildi: NASA, uyduları uzaya göndermek için dev bir "mancınık" kullanan SpinLaunch adlı girişimle işbirliğine gitti. Yeni sistem, merkezkaç kuvvetini kullanarak roketleri atmosferin dışına fırlatmayı hedefliyor.
Elektrik motorlarıyla çalışan devasa bir döner kol, fırlatma sisteminin kalbini oluşturuyor. Bu kolun ucuna yerleştirilen roket, hava direncini ortadan kaldırmak için vakumlu bir odada yaklaşık 450 devir/dakika hıza ulaşarak 8.000 km/s'lik bir ivmeyle uzaya fırlatılıyor. Bu hız, uyduların düşük dünya yörüngesine ulaşması için yeterli olarak değerlendiriliyor.
Sistemin en büyük avantajlarından biri, roketlerin kalkışta neredeyse hiç yakıt kullanmaması. Bu sayede hem maliyetler ciddi oranda düşüyor hem de çevreye verilen zarar minimuma indiriliyor.
SpinLaunch ekibi, sadece maksimum kapasitesinin yüzde 20’siyle çalışan prototip hızlandırıcıyla bile başarılı fırlatmalar gerçekleştirmeyi başardı. A33 adı verilen bu sistemle, roketler binlerce metre yüksekliğe çıkarılabildi. Bu roketler, üst atmosfere ulaştıktan sonra kendi motorlarını ateşleyerek yörüngeye girme manevralarını tamamlayabiliyor.
Geliştirme çalışmaları bununla sınırlı değil. A33 sisteminden ilham alan, çok daha büyük ve güçlü bir hızlandırıcı olan L100 üzerinde de çalışmalar sürüyor. L100’ün 2025 yılı içinde faaliyete geçmesi planlanıyor ve bu teknolojiyle uzaya erişimin daha da ucuzlaması hedefleniyor.
Uzay taşımacılığında yeni bir çağın kapılarını aralayan bu teknolojik gelişme, roket fırlatma anlayışını kökten değiştirmeye hazırlanıyor.