Birçoğumuz nefes alırken ciğerlerimize çektiğimiz oksijenin büyük kısmının ormanlar tarafından üretildiğini düşünürüz. Ağaçların “dünyanın akciğerleri” olduğu söylemi, çevreci kampanyalarda sıkça karşımıza çıkar. Ancak bilimsel veriler, bu algının oldukça eksik olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü atmosferdeki oksijenin yaklaşık %80’i, karada değil, denizlerin derinliklerinde yaşayan mikroskobik canlılar tarafından üretiliyor.
Bu canlılara fitoplankton adı veriliyor. Gözle görülmeyen bu tek hücreli organizmalar, denizlerde ve tatlı sularda güneş ışığını kullanarak fotosentez yapıyor. Tıpkı bitkiler gibi karbondioksit alıp oksijen salıyorlar. Ancak küçük boyutlarına rağmen etkileri devasa. Bilim insanları, dünya genelindeki oksijen üretiminin büyük çoğunluğunu bu minik canlıların sağladığını belirtiyor.
Fitoplanktonlar: Okyanusların Fotosentez Ustaları
Fitoplanktonlar, deniz yüzeyine yakın bölgelerde yaşar. Güneş ışığını alabilecekleri bu katmanda yoğun bir şekilde fotosentez yaparak yaşamlarını sürdürürler. Aynı zamanda deniz ekosisteminin temeli olan bu canlılar, balıklardan balinalara kadar pek çok tür için besin kaynağıdır.
Ancak yalnızca deniz canlıları için değil, tüm canlılar için hayati bir rol oynarlar. Çünkü atmosferdeki serbest oksijenin neredeyse dörtte üçünden fazlasını üretirler. Yani her dört nefesimizden üçü, denizlerdeki bu görünmez canlıların eseridir.
Tehdit Altındaki Sessiz Kahramanlar
İklim değişikliği, deniz kirliliği ve okyanuslardaki asitlenme, fitoplankton popülasyonlarını tehdit ediyor. Su sıcaklığındaki artışlar ve kimyasal kirlilik, bu hassas canlıların yaşam koşullarını zorlaştırıyor. Eğer fitoplanktonlar zarar görürse, sadece deniz ekosistemleri değil, atmosferdeki oksijen dengesi de ciddi şekilde etkilenebilir.
Ormanlar Önemli, Ama Denizler Hayati
Ağaçlar elbette dünyamız için çok değerli. Karbondioksiti tutmaları, toprak erozyonunu önlemeleri ve birçok canlıya ev sahipliği yapmaları açısından vazgeçilmezler. Ancak oksijen üretimi konusunda, denizlerin ve fitoplanktonların hakkını teslim etmenin zamanı geldi.
Soluduğumuz havanın büyük kısmı, suyun altındaki görünmez kahramanların bir armağanı. Doğayı koruma çabalarımızda yalnızca ormanlara değil, okyanuslara da hak ettikleri ilgiyi göstermeliyiz. Çünkü gezegenimizin gerçek akciğerleri, dalgaların altında yaşıyor.