ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA), yakın zamanda gerçekleştirdiği bir derin deniz keşfinde görenleri hem güldüren hem de düşündüren ilginç bir görüntü kaydetti. Bilimsel amaçlarla okyanusun diplerini tarayan uzaktan kumandalı bir robot, kayalık bir zeminde yan yana duran iki deniz canlısına rastladı: biri parlak sarı renkte bir deniz süngeri, diğeri ise onun hemen yanında duran pembe bir deniz yıldızıydı.
İlk bakışta masum bir ekosistem görüntüsü gibi dursa da, sosyal medyada paylaşılır paylaşılmaz görüntüler büyük bir ilgi gördü. Bunun sebebi ise bu iki canlının, Nickelodeon'un kült animasyon dizisi SpongeBob SquarePants'ın baş karakterleri SpongeBob ve en yakın arkadaşı Patrick Star’a şaşırtıcı derecede benzemesiydi.
GERÇEK CANLILAR, GERÇEK KEŞİF
NOAA tarafından yapılan açıklamaya göre, söz konusu canlılar tamamen doğal ve bilimsel olarak belgelenmiş türler:
-
Sarı sünger, derin denizlerde yaşayan bir tür deniz süngeri. Bu türler, suyun filtrelenmesi ve mikroskobik besinlerin toplanması gibi görevlerle ekosistemde önemli bir rol oynar.
-
Pembe deniz yıldızı ise, deniz tabanındaki besinleri tüketerek deniz ekosisteminin dengesine katkıda bulunan bir türdür.
Keşif, NOAA’nın derin denizleri incelemek amacıyla gönderdiği uzaktan kumandalı araçlarla, Kuzey Atlantik’te yapılan bir araştırma sırasında kaydedildi. Görüntü bilimsel belgelerle birlikte arşivlendi ve kısa sürede kamuoyuyla paylaşıldı.
BİR TESADÜFÜN SOSYAL MEDYADAKİ ETKİSİ
Her ne kadar SpongeBob ve Patrick’in “gerçek hayatta” var olmaları bilimsel açıdan mümkün olmasa da, doğanın bu beklenmedik eşleşmesi sosyal medyada viral hale geldi. Görüntüler milyonlarca kullanıcıya ulaştı, binlerce yorum aldı ve mizah sayfalarında “doğal kopyalar” etiketiyle hızla yayıldı.
Bilim insanları bu durumu bir tesadüf olarak nitelendiriyor ancak olay, derin denizlerdeki biyoçeşitliliğe dikkat çekmesi bakımından önemli bir fırsata dönüştü. Deniz biyolojisine olan ilginin artması ve bu gibi keşiflerin daha fazla konuşulur hale gelmesi, doğa bilimciler açısından sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.





