Son yıllarda çocuk odaları adeta birer oyuncak müzesine dönüşmüş durumda. Ebeveynlerin iyi niyetle aldığı sayısız oyuncak, uzmanlara göre çocukların zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.
Psikologlar ve pedagoglar, oyuncak sayısındaki artışın çocukların dikkat süresini kısalttığını, yaratıcılığı törpülediğini ve doyumsuzluk hissine yol açtığını belirtiyor. Uzman Psikologlar, “Çocuk bir oyuncağa odaklanamadan diğerine geçiyor. Bu da kalıcı ilgi ve odaklanma becerisini engelliyor” diyerek tehlikenin altını çiziyor.
Araştırmalar, az sayıda ama nitelikli oyuncağın çocukların problem çözme yeteneklerini, hayal gücünü ve sosyal becerilerini daha fazla geliştirdiğini gösteriyor. Ayrıca çok fazla oyuncak, çocuklarda hızlı tüketim alışkanlıklarını da tetikleyerek ilerleyen yaşlarda tatminsizlik duygusunu besliyor.
Aileler ise çoğu zaman “çocuğum eksik kalmasın” düşüncesiyle bu alışverişi sürdürüyor. Ancak uzmanlar, çocuklara seçenek bolluğu sunmak yerine, onları kaliteli vakit geçirmeye teşvik etmenin çok daha kıymetli olduğuna dikkat çekiyor.
Peki ne yapılmalı?
Uzmanlar, oyuncak seçiminde az ama öz prensibine dikkat edilmesini, oyuncakların çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmasını öneriyor. Aile içi etkinlikler, kitaplar ve yaratıcı oyunlar ise sağlıklı gelişimin en büyük destekçileri arasında yer alıyor.
Çocuklar için en değerli hediye her zaman daha fazla oyuncak değil; birlikte geçirilen kaliteli zaman ve sınırlı ama anlamlı seçimler oluyor.