Son günlerde arka arkaya daha da saldırganlaşmış bir PKK görüyoruz Onlarca şehit 70 milyonun kalbine gömüldü yine. Peki ne yapmaya çalışıyor PKK metropollere kaymakamlıklara polis merkezlerine saldırıyı hedeflerken yapmaya çalıştığı sadece Türk ordusuna askeri anlamda şehit verdirerek ölüm kusmak mı, yoksa altında yatan sebeplerden biride halkın iyice gerilmiş morallerini bozarak bir isyana içte kavgalara zemin hazırlamak mı?.
Aklı selim olan herkesin altta yatan sebebi de göz ardı edeceğini düşünmüyorum..Gelelim hükümetin terörle mücadele politikasına soracağımız sorular ışığında durumu analiz edelim…
1. Hükümet terörle mücadele konusunda başarılı mı?
Cevabın hayır olduğunu hepimiz biliyoruz..
2. Peki başarısızlığı gerekeni yapmamaktan mı kaynaklanmakta yoksa PKK ve arkasında çok güçlü düşmanların işbirliği karşısında bir noktada çaresiz mi kalmakta?
Cevap hem evet hem hayır..Tabii cevaplar kendi açımdan değerlendirerek veriyorum Evet terörle mücadelede İsrail Suriye ve İran desteğindeki PKK ile baş etmekte zorlanıyor..Sadece onlar mı? Bu gün haberlerde görmüşsünüzdür üç tane pkk’lı leşini halk askere vermek istemiyor. Sahip çıkıyor..
İşte yediği kaba eden insanlar bunlar devletten hizmet alıp en çok vergiyi kaçıran en fazla enerjiyi kaçak kullanarak parasını tüm ulusa ödeten vatansız bayraksız ve ahlaksız tabir edeceğim insanlar var yazık ki bölgede…Sakın yanlış anlaşılmasın bunların yüzdesi taş patlasın bölge halkının yüzde onunu bulmaz ..Geriye kalan ülkesi bayrağı devleti ile barışık her şeyin farkında olan ve teröre lanet okuyan Kürtçe ağıtlarla acıları paylaşan ve acı/yan insanlardır..Kardeşlerimizdir..
İşte devlet bölge halkıyla barışık kalma adına bazı önlemleri almada gecikmiştir..OHAL gibi bölgede sıkıyönetim gibi terör yardım ve yatakçılarına gelecek cezai yaptırımların çok daha ciddi olması gerekir..İdam gibi..
3. soru ise bu hükümet yerine CHP veya MHP hükümet olmuş olsa bu iş bitmiş miydi? Buna da inanmıyorum.. Çünkü terör örgütü bir örümcek ağı gibi her yeri sarmış her merkezi tutmuş durumda..Ve ne yazık ki bu kadrolaşmalar yıllar yıllı ağır ama sinsice planlanmış bir noktada devlet içinde bir köstebek ağ sistemi kurulmuştur şimdilerde ..Neye dayanarak mı söylüyorum basından bir potpori ile devam etmeye ne dersiniz…
VARAN 1. Uyuşturucu kaçakçılığını büyük ölçüde elinde bulunduran pkk mafyasının bu alandan milyonlarca dolar kazandığını ve yine AB devletlerinin de pkk nın uyuşturucu kaçakçılığına göz yumduğunu artık hepimiz biliyoruz. Hiçbir terör örgütü ekonomik güce sahip olmadan böylesine rahat hareket edemez..Sadece bu ülkeler değil kaçak çay ve sigaraya para ödeyen her vatandaşımız da ne yazık ki PKK ya bir kurşun hediye etmektedir
VARAN 2. Pkk nın her türlü ekonomik desteği sağladığı dış kaynaklara bakacak olursak özellikle bunların içinde Irak’ ın kuzeyinde Barzani-Talabani aşiretlerinin ABD, AB ülkeleri ve İsrail üçgeninden oluştuğunu İran ve Suriye’ninde destek verdiğini görebiliriz. Irak’ ın ABD tarafından işgaliyle birlikte Irak Ordusuna ait bazı silahların pkk terör örgütüne rüşvet karşılığında verildiği ülkemizin istihbarat kurumları tarafından tespit edilmiştir.
VARAN 3. Pkk terör örgütünün sosyal alandaki ihanet faaliyetlerini ise yasal boşluklardan ve AB uyum yasalarından faydalanan bir kısım dernek, vakıf ve basın yayın araçları, sosyal medya ve sözde sanatçılar aracığı ile sürdürdüğüne de şahit olduğumuzu da hatırlatmak istedim. Ayrıca İnsan Hakları adı altında faaliyet gösteren bazı dernek ve vakıflar pkk adına bütün yasadışı sosyal faaliyetlerin merkezi haline gelmiş ve örgüte militan kazandırmak için şehirdeki eğitim kamplarına dönüşmüştür. Üniversitelerimizde okumak için Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizden gelen öğrencilerimizin üniversite içerisinde bölücü unsurlar tarafından hemen kuşatma altına alınması ve beyinleri yıkanarak dağlara gönderilmesi dernek ve vakıflar yoluyla yapılmakta ve bu süreç uzun yıllardır aralıksız devam etmektedir. Ayrıca Pkk adına alenen tetikçilik yapan hain basın yayın kuruluşları ise hepimizin malumudur.
VARAN 4. Talabani ve Barzani’nin tek derdi bağımsız bir Kürt devletini kurabilmek ve yaşatabilmektir . Federatif, özerk veya bağımsız etiketi altında ayrı bir devlet olmak ve güçlenmek bunların en başta gelen arzusu.. Ve ne yazık ki Rusya orta Asya’da İsrail ve ABD müteffikliğinden oldukça rahatsız. Burnunun dibinde ABD’yi görmek istemiyor kontrolü sağlayamamaktan korkuyor. Bu müteffikliğin kırılabilmesi için Müslüman Arap devletlerinin arasında durumu kontrol altında tutabilmek adına bir Şii devletinin varlığı önem kazanıyor ve İran’la bu bağlamda flört ediyor.
Güçlü bir Türkiye’nin önderliğinde Arap ülkelerinin kuracağı bir Türk İslam birliği ABD’nin ve Hıristiyan Avrupa’nın en büyük kabusu..Çünkü bu durum AB ve ABD yi mali anlamda kontrol altında tutan lobi çalışmaları ile özellikle ekonomik güç oluşturan İsrail’in varlığının tehlikeye düşmesi anlamına gelmektedir.İsrail’in en büyük kabusu bu birliğin oluşması sonucunda bölgede yayılma politikası ve özgür devlet anlayışının tehlikeye düşmesidir..Bu yüzden mali olarak İsrail’e gebe bu devletler Türkiye’ye göz kırparken PKK’yı arka planda desteklemektedir. Senaryonun yaşama geçmesi için en gerekli piyon PKK’dır. PKK Arap Türk İslam birliğinin köküne dinamiti yerleştirecek piyondur ve bu yüzden de bu ülkelerce kıymetlidir.
Özellikle Kasımda ABD’de olacak seçimler sonucu Türkiye üzerinde oynanan savaş çığırkanlığı yapan PKK ya destek veren ülkelerin tavrı seçilecek başkana göre yeniden şekillenecektir.
Çünkü Obama yönetiminin Rusya ve İran’a karşı tutumunun çok yumuşak olduğunu iddia eden Romney, seçilmesi halinde ABD’nin dostlarının daha fazla sadakat, Rusya Devlet Başkanı Putin’in ise daha az esneklik göreceğini söyleyerek Obama yönetiminin İsrail gibi kilit müttefikleri yalnız bıraktığı görüşünü savunan Cumhuriyetçi aday, Obama’nın Avrupa füze savunma kalkanının bir bölümünden vazgeçmesini de eleştirmekte ve daha güçlü bir İsrail için düğmeye basacağını ifade etmektedir..
Obama’ nın ılıman yönetim anlayışından Romney’in savaş çığırtkanlığı ve orta doğu dengelerini alt üst edecek sürece geçişi gerçekleşirse gayri resmi pkk ‘yı destekleyen devletler bunu aşikâre yapacak ve bir Arap Türk İslam birliğinin bölgede İsrail açısından tehdit olma riskini ortadan kaldırmak için Türkiye’yi bir iç savaşa sürükleyeceklerdir yani Suriye’den sonra planlar bizim üzerimizde dönüyor…
Gelelim bize biz ne yapabiliriz..Vahim, zor, güç bir süreçten geçiyoruz..Bir yandan PKK bir yandan içimizde yer alanlar diğer yanda nerede ise bir dünya var..Tüm bunlara karşı galeyana gelmekten kaçınmalı bizi birbirimize düşürmeye çalışanlara ve kışkırtanlara karşı bu gün her zamankinden dikkatli davranmalı asla oyuna gelmemeliyiz..
Örneğin bu gün sosyal medyada bir haber gördüm ”şehit cenazelerinde artık bayrak da yasak”..Bu tip haberleri halkı galeyana getirmek ve özellikle milliyetçi ve muhafazakar kesimi Pkk ve dış güçlerin ekmeğine yağ sürmede kullanmak isteyenler için fırsatlar sunma çabasından başka bir şey değildir. Aman binlerce kez dikkat…
Onlarca şehit yetmiş milyon yaralı yüreğiz biz…birlik olalım yeter ki oyuna gelmeyelim EvvelALLAH her türlü güçlüğün üstesinden geliriz.. Özellikle son günlerde ülkeyi kan gölüne boyayarak ağır tahrikler altında bırakarak getirilmek istenen noktanın asla göz ardı edilmemesi gerekiyor