Kahvaltının kralı kimdir sorusunun hemen hemen herkes için ilk cevabı peynirdir. Peynirsiz kahvaltı, yarım kalır, eksiktir. Tadındaki yoğunluk, çeşidi, sürülebilirliği, tuz miktarı gibi özellikleriyle birbirinden ayrılan türlü peynirler farklı damak tatlarına hitap etmektedir. Sofraları süsleyen, tadıyla klasikleşmiş peynir türlerinin yapılışlarındaki farklılıklardan kaynaklı olarak saklama koşulları da farklılık gösterir. Bunların tümünü bilmek, doğru uygulamalarla hem taze peynirler tüketmek, hem de ekonomi yapmak mümkündür. Kenan Doğan açıklamasında şu ifadelere yer verdi; Tulum peynirinin doğru saklama şekli nasıldır? Tulum peyniri yapısı itibariyle tuzlu bir peynirdir ve bu özelliğinden dolayı tüketicisine, uzun süre dayanma kolaylığı sağlar. Tabii ki doğru şekilde saklanarak bu mümkün olur. Tulum peyniri genellikle kalıp halinde satılır. Eğer tulum peynirini kalıp halinde alırsanız bir kısmını keserek hava almayan bir kahvaltı kabına koyabilirsiniz. Kullanacağınız kabın havası alınıp kilitlenebilir özellikte olmasına özen gösterin. Kısa sürede tüketeceğiniz tulum peynirini saklama kabında tazeliğini kaybetmeden saklamanız sağlıklı bir tercihtir. Eğer daha uzun süreli saklamanız gereken miktarda tulum peyniriniz varsa bu peynirin nemden uzak tutulması birinci kuraldır. Nemlenmemiş peynir uzun süre tazeliğiyle kalacaktır. Saklamak istediğiniz peyniri temiz, pamuklu bir bez bularak bu bezle sarın. Bu sayede peyniri nemden, rutubetten uzak tutmuş olursunuz. Aynı zamanda pamuklu bez, peynirin hava almasını sağlayacağı için küflenmesini engelleyecektir. Bunların yanında tulum peyniri sararmayacak, kurumayacaktır. Beze sardığınız tulum peynirini en son olarak naylon poşete ya da saklama kabına yerleştirin.”