Mersin’in Silifke ilçesi yakınlarında, Toros Dağları’nın sarp kayalıklarında yer alan Adamkayalar Kabartmaları, tarihin taşlara kazındığı eşsiz bir açık hava galerisi olma özelliğini taşıyor. İ.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen bu eserler, 11 farklı niş içerisinde yer alan ölü ziyafetleri, vedalaşmalar ve dini tören betimlemeleriyle adeta antik çağın sahne sanatını gözler önüne seriyor.
En sık karşılaşılan kompozisyonlar arasında ölülere düzenlenen ziyafet sahneleri yer alıyor. Bu sahnelerde ölen kişiler, bazen yalnız, bazen eşleri ve oğullarıyla birlikte betimlenmiş. Özellikle asker olarak tasvir edilen figürler, bölgenin sadece dini değil aynı zamanda toplumsal yapısına da ışık tutuyor.
Yamaçtaki kabartmalar arasında dikkat çeken bir detay ise, bir sunak taşının çevresinde konumlandırılmış kadın ve erkek figürleri ile kaya içine oyulmuş beş basamaklı bir alan. Bu düzenleme, antik dönemde burada gerçekleştirilmiş olabilecek törenlere dair önemli ipuçları sunuyor.
Diğer bir etkileyici sahnede ise bir adamın, sol eliyle bir keçiyi boynuzlarından tutarak getirdiği ve sağ elinde bir üzüm salkımı taşıdığı görülüyor. Bu figür, bereket ve adak ritüellerini akla getiriyor.
Adamkayalar’da ayrıca oldukça duygusal bir veda sahnesi de bulunuyor: Ayakta tasvir edilen ölmüş erkek figürü, oturur vaziyette gösterilen eşiyle el sıkışıyor. Bu dokunaklı an, antik çağda ölümle yaşam arasındaki ilişkinin ne denli sembolik ele alındığını gösteriyor.
Fakat kabartmalar arasında hâlâ gizemini koruyan figürler de yok değil. Örneğin, paltolu bir adam ile elinde eşya taşıyan bir başka kişi, henüz neyi temsil ettikleri bilinmeyen iki ayrı sahnede karşımıza çıkıyor.
Adamkayalar'ın hemen yukarısındaki zirvede yer alan, çok da tanınmayan bir ören yerinde ise kule yapıları, kemerli odalar ve çok sayıda lahit bulunuyor. Bu yapılar, bölgenin sadece dini değil, aynı zamanda yerleşimsel bir merkez olduğunu düşündürüyor.
Poligonal taş işçiliğiyle yapılmış duvarlar, yapının mimari açıdan da önemini ortaya koyarken, bölge arkeologlar ve tarih meraklıları için hâlâ keşfedilmeyi bekleyen sırlarla dolu.