Modern yaşamın getirdiği hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve stres gibi faktörler, kolesterol seviyelerinde ciddi artışlara neden oluyor. Uzmanlara göre özellikle kötü huylu kolesterol (LDL) seviyesinin uzun süre yüksek seyretmesi, beyin damarlarını tıkayarak felce yol açabilecek ciddi bir tabloyu beraberinde getiriyor.
Kardiyoloji uzmanları, yüksek kolesterolün genellikle belirti vermeden ilerlediğini, bu nedenle düzenli kan tahlilleriyle takip edilmesinin hayati önem taşıdığını belirtiyor. Çünkü yüksek kolesterol sadece kalp krizine değil, aynı zamanda inme (felç) riskine de zemin hazırlıyor.
Felç riski damar tıkanıklığıyla artıyor
Kolesterol damar çeperlerinde birikerek plak oluşumuna neden oluyor. Bu plaklar zamanla damarları daraltıyor ya da tamamen tıkayabiliyor. Beyne giden damarlarda meydana gelen bu tıkanıklıklar, kalıcı felç, konuşma bozukluğu, hafıza kaybı gibi nörolojik hasarlara yol açabiliyor.
Risk grubundakiler mutlaka kontrol yaptırmalı
Uzmanlar özellikle;
-
40 yaş üstü bireylerin,
-
Ailesinde kalp-damar hastalığı öyküsü olanların,
-
Hipertansiyon ve diyabet hastalarının,
-
Aşırı kilolu ya da sigara kullanan bireylerin
kolesterol düzeylerini yılda en az bir kez ölçtürmesi gerektiğini vurguluyor.
Kolesterol kontrolü beslenmeden başlar
Diyetisyenler, kolesterolü düşürmek için trans yağlardan, aşırı doymuş yağlardan, kızartmalardan ve işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmasını öneriyor. Bunun yerine:
-
Zeytinyağı,
-
Yulaf,
-
Kuruyemişler (özellikle ceviz ve badem),
-
Yeşil yapraklı sebzeler,
-
Omega-3 içeren balıklar
kolesterol dengesini korumada etkili oluyor.
Hareketli yaşam, ilaca ihtiyaç duymadan kolesterolü düşürebilir
Uzmanlara göre haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş veya benzeri egzersizler, kolesterol seviyesinin doğal yollarla düşmesine katkı sağlıyor. Ayrıca düzenli egzersiz, kilo kontrolünü sağlayarak felç riskini de azaltıyor.
“Felç, ani ama önlenebilir bir sağlık sorunudur”
Nöroloji ve kardiyoloji uzmanları, yüksek kolesterolün yol açabileceği felç riskine karşı toplumu bilinçlendirmek istediklerini belirtiyor. “Kan değerlerinizi bilmek, hayatınızı kurtarabilir” diyerek erken teşhisin ve yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çekiyorlar.
