Japonya, geleceğin yaşam alanlarını denizin üzerinde kurmaya hazırlanıyor. N-Ark liderliğinde yürütülen "Dogen City" projesi, 2030 yılına kadar tamamlanması hedeflenen devrim niteliğinde bir yüzen şehir olarak dikkat çekiyor.
Küresel iklim değişikliği ve yükselen deniz seviyelerine karşı sürdürülebilir çözümler arayan Japon mühendisliği, bu dev projeyle sınırları zorluyor. Okyanus üzerinde yüzecek şekilde tasarlanan Dogen City, yaklaşık 4 kilometre çapında ve 40.000 kişilik nüfus kapasitesiyle küçük bir ülke kadar iddialı.ER
Dairesel ve modüler yapısıyla tasarlanan şehirde; konut alanları, hastaneler, araştırma merkezleri ve ticari yaşam alanları bir arada yer alacak. Proje, sadece mimari açıdan değil, teknolojik ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından da çığır açıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, yerel gıda üretimi, su altı veri merkezleriyle doğal soğutma sistemleri gibi özelliklerle donatılacak olan Dogen City, adeta bir “geleceğin laboratuvarı” olacak.
Şehir aynı zamanda roket platformları, yüksek teknoloji hastaneleri ve buluta bağlı sağlık sistemleri ile sağlık ve ulaşıma yepyeni bir boyut getirecek.
Tüm bu gelişmeler, akıllara 14. yüzyılda bugünkü Meksika’da kurulan ve su üzerine inşa edilen Tenochtitlan’ı getiriyor. Karmaşık kanalları ve gelişmiş şehir mühendisliğiyle çağının çok ötesinde bir uygarlığın eseri olan Tenochtitlan, modern dünyanın “yenilik” diye sunduğu pek çok fikri yüzyıllar önce hayata geçirmişti.
Dogen City, hem geçmişin bilgeliğini hem de geleceğin teknolojisini harmanlayarak okyanusun ortasında yeni bir yaşamın mümkün olduğunu dünyaya kanıtlamaya hazırlanıyor.