13 Mart 1992 Erzincan depreminin üzerinden 21 yıl geçti. Bu sure içerisinde Erzincan yeniden yapılandı. Felaketin izleri geniş ölçüde ortadan kalktı. Çekilen sıkıntılar artık anılarda kaldı.
Keşke, depremde kaybettiğimiz canların geri getirilmeside mümkün olsaydı. Kuşkusuz o takdirde depremden günümüze intikal eden ve her hatırlayışta yürekleri burkan acılarda dinmiş olabilirdi. Tıpkı yıkılan, kırılan, dökülen fiziki kaynakların telafi edilmesiyle, unutulmaya başlandığı gibi.
Gerçektende; aradan geçen 21 yıl içerisinde, Erzincan şehri yeniden yapılandı. Ekonomik hayat, sosyal hayatyeniden canlandı. Insanlar artık geleceğe daha bir umutla bakıyor. Daha da önemlisi Erzincan’da deprem korkusu eskisi kadar yoktur. Çünkü depremden sonra ki yeniden yapılanmada, hemen tüm binalar depreme dayanıklı olarak inşa edildi. Bu durum Erzincan’a olan ilgiyi, güveni artırırken yılardır devam eden korkuyu azaltmış oldu. Nitekim deprem uzmanları Erzincan’ın depreme dayanıklılık bakımından ülkemizde az sayıdaki ilerden biri durumuna geldiğini belirtiyor.
Bir sure önce vefat eden rahmetli Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara’nın şu mesajı kulaklara küpe olmalıdır : “İnsanları deprem öldürmez, binalar öldürür. Depremlerin oluştuabileceği hasarları azaltmanın yolu depreme dayanıklı binalar yapmaktır.”
Erzincan şehrinin 1992 depreminden sonra yeniden yapılanmasında; zamanın hükümetinin özel ilgi ve katkısının olduğunu belirtmeliyiz. Gerçekten, depremi takip eden günlerde devletin tüm imkanları Erzincandaydı.
Bir yandan çıkarılan “Erzincan kanunu” ile sosyal yardımlar yapılırken, digger yandan yeniden yapılandırmaya ilişkin projeler hızla hayata geçirilmeye başladı. Şehir merkezinde, köylerde, kazalarda yıkılan binaların yerine yenileri yapıldı. Hasarlı olanlar onarıldı. İç ve dış kaynaklı yardımlarla iş merkezleri kuruldu. Merkezi hükümet ve mahalli idarelerin çabaları ile bu günlere gelindi.
Aslına bakarsanız; Erzincan şehri 1939 depreminde tamamen yıkılıp yok olmasından sonra, istimlak edilen yeni bir arazi üzerinde tamamen yeniden kurulmuş bir şehirdi. Kurulurkende deprem riski göz önüne alınarak, depreme dayanıklı bir yapılanma gerçekleşmişti. Ama zamanla imar planlarında değişiklik yapıldı. Kat yükseklikleri artırılırken, binalarda depreme dayanıklılık göz ardı edildi.
Ve sonuçta; depremlerden yeterince ders alınmadığı içindir ki, yaptırılan resmi binalar ve özel binaların çoğu 1992 depreminde yıkıldı. O yüzdendirki yeni Erzincan şehri, büyük felaketten 50 yıl sonra yine bir, ağır hasarlı depremle karşılaştı. Yine can kayıpları oldu. Binlerce bina ya yıkıldı yada ağır hasar gördü. Ve de göç oldu. Özetle Erzincan her bakımdan geri gitti.
Umarız geçirilen acı felaketlerden ders alınmıştır. Bundan böyle deprem riski hiç unutulmaz. Depreme dayanıklı yapılanmaya titizlikle sahip çıkılır. Bu konuda taviz verilmez ise ancak o takdirde; tarih boyunca ağır hasarlı depremlerle sarsılan, büyük acılara, sıkıntılara katlanmak zorunda kalan Erzincan şehri ve Erzincan insanı yeni felaketlerle karşılaşmaz Erzincan şehri gelişmesini sürdürür.
13 Mart 1992 depremindeki hasarı hatırlamakta yarar var diye düşünüyoruz.
Depremde Erzincan şehir merkezi ile Üzümlü, kemah ve Çayırlı’da toplam 37 mahale, 93 köyde hasar meydana gelmiştir.
Yapılan tesbitlere gore; depremde yıkılan yada ağır hasarlı bina sayısı: 4421’dir. Yıkılan yada ağır hasarlı işyeri sayısı: 992’dir. Ayrıca adı geçen yerlerde toplam 6027 konut ve 453 işyeri orta hasar görmüştür.
6.8 şiddetindeki depremde toplam ölü sayısı : 653’dür. 3850 kişi yaralanmıştır.
13 Mart 1992 depremini anımsadığımız bu günde; deprem felaketinde hayatlarını kaybeden doslarımızı, arkadaşlarımızı, hemşehrilerimizi rahmetle anıyoruz… mekanları cennet olsun.. alah Erzincan’ı hertürlü felaketlerden korusun…