Ne güzel bir devirde yaşıyoruz. Her işimiz kolaylaştı, herkes rahata kavuştu. Ev işleri için çamaşır makineleri, süpürgeleri, fırınları, doğal gazların getirdiği ikramlar, her evin içinde sıcak ve soğuk su muslukları, hazır çocuk bezleri vs. Diğer taraftan uçak seyahatleri, bilgisayarların getirdiği yer ve zaman kolaylıkları. Ne gariptir ki, insanlar yinede hallerinden yorgunluklarından şikâyet ederler, huzur veren teknolojiler yinede huzur veremez oldular. Çünkü insanlar ebediyen yaşayacaklarını sandıkları dünyalarının ebedi binalarını ve ebedi eşyalarına para yetiştirmek uğruna sıkıntılarla, faizlerle boğuşuyorlar.
Camilerimize dönüyoruz. Bakarsınız camide iki saf dahi olmamış, hoca efendi sesini biraz yükselmesin diye mikrofonu açar ve camini boş duvarları yankılanır. İnsanlar serin ve rahat bir şekilde ibadetlerini yapsınlar diye, her camiye birden çok klimalar, oda olmadı iklimleme cihazları konulur. Bu ne saltanattır. Keşke bu ikramların karşılığında, maneviyatın engin semalarından geçerek o manevi huzurun kapısına varabilsek.
Şöyle bir de arkamızı dönerek bakıyoruz, caminin arka sıralarına sandalyelere sıralanmış insanlar, sanki bir salonunda konferans izleyen misafirleri gibi. İnsanlar sıralanmışlar, ayaklarını salmış oturuyorlar. Keza cemaatten ayrı bir gurup caminin arka duvarına sıralanmışlar. Bazıları ise saf aralarında sandalyeleriyle saf hizalarını bozmaktadırlar. Oh ne ala, ne ala. ‘’Efendim eğilip doğrulamıyorum, dizlerim katlanmıyor, ayaklarım çok ağrıyor.’’ Hiç kimse kendini incitmek istemiyor, kimse sıkıntının verdiği mükâfattan faydalanmak istemiyor. Böyle rahat bir şekilde misafir gibi oturarak, etrafına bakınarak, ibadet yapan bir insana ne kadar feyiz gelebilir ki?
Öte yandan seksenin üzerinde, yaşlı, sakat ve yumrulmuş bir halde namazlarını bir huşu içerisinde kılan insanlar. Sıkıntılı bir halde oturuş şekli sergileyen insanları da görmekteyiz.
Peygamber Efendimizin hadisi şeriflerinde ‘’Ayakta namazınızı kılamıyorsanız oturarak, oturarak kılamıyorsanız yanınızın üzerine yatarak, yatalak iseniz ima ile namazınızı kılınız.’’ buyrulmuştur. Buradan ne anlaşılıyor, kulun en fazla Allah CC. yaklaştığı an secde halidir. Ve illaki farz olan, o baş bir şekilde secdeye varmalıdır.
Başka şehirlerde pek olmayan böyle sandalyeleşmeler. Son zamanlarda şehrimiz camilerinin arka taraflarında ve saf aralarında böyle sandalyeleriyle dolaşan insanlar. Bu hususta vaazların uyarması, ikaz etmesi ve sıkıntılar içerisindenken insanın daha çok mükâfat ve huzura kavuşacağı müjdesini vermelidir.