Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetimizin kurtuluşunun 90’ıncı yıldönümündeyiz.
Türkiye Cumhuriyeti, büyük asker, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde başlatılan ve topyekün milletin fedekarlığı ile başarıya ulaşan kurtuluş savaşından sonra kuruldu. Ve Türk mileti medeni dünyadaki yerini aldı.
Dünyadaki baskı yada işgal altındaki mazlum milletlere örnek olan Türk İstiklal mücadelesi, silahları tükenmiş, toprakları işgal edilmiş olsa bile, çevherinde hür yaşama azim ve kudreti olan bir milletin, sonuçta muzaffer olacağını bütün dünyaya göstermiştir.
Yüzbinlerce şehidin kanıyla sulanmış kutsal vatan toprakları üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin hangi zor şartlarda ve ne pahasına kurulduğunu iyi bilmeli, iyi anlamalıyız. Yeni nesillere anlatmalıyız. Cumhuriyet Bayramları bunun için iyi bir vesile olsa gerektir.
Aradan geçen 90 yıl içerisinde, ülkemizin ve toplumun önemli gelişmeler kaydettiği biliniyor. Ekonomik, Kültürel, Sosyal hayatımızda gözle görülür, elle tutulur gelişmeleri demokratik rejimle birlikte, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesinde ulaşma yolunda önemli mesafeler alınmaya devam edilecektir.
Ne varki çağdaş dünyada gelişmeler durmuyor. Öyleyse bizim durmamız söz konusu olamaz. Çağdaş dünyada her alandaki gelişmelere ayak uydurmak için, artan bir gayretle çalışmalıyız.
Çalışmalıyızki; dünya coğrafyasının bu en sorunlu, en riskli bölgesinde yer alan Türkiye Cumhuriyeti daima güçlü olsun. Dünyadaki ve bölgedeki saygınlığı artmaya devam etsin. Bölgede istikrar unsuru olsun.
Cumhuriyetimizin kuruluşunu kutladığımız bu günde, cumhuriyetin topluma sağladığı hak ve hürriyetlerin ne büyük nimet olduğunun bilincinde olmalıyız. Bölgemiz ülkelerinde yaşanan huzursuzluklara bakarak daha gelişmiş, daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye için milli birlik ve bütünlük içinde bulunmak gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
İstiklal savaşında canlarını veren aziz şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. Ruhları şad olsun.
