Fıratın kollarından biri Tercandan geçen Tuzla çayı. Tuzla iki kolun birleşmesiyle meydana gelir. Çat tarafından gelen kol ve Tercan ın Konarlı Köyü Girlevik mevkisinden doğan kol. Konarlı Köyü Girlevik evkisi saklı cennet, her yıl mayıs ayında oraya bir ekip halinde gider, doyumsuz güzellikleri seyreder, pikniğimizi yapar, gelirken de yağmura yakalanır bir güzel çamurlu yollarda ıslanır araçlarımızı tek,tek dağdan aşağı indirirken ömür boyu unutamayacağımız safari yaşarız.
Tuzlanın Konarlı Kolu Koşan dağının eteklerinden çıkıyor. Dağın arkası güneyi Bingöl sınırı. kuzey tarafı ise Tercan sınırı. kaynağın başında oturup dakikalarca seyrettim. Rabbimizin rahmet elinden gelen bu nimet asırlardır acaba kaç milyon büyüklüğünde Koşan dağını bağrından akıtmış. Küçücük taşların arasından heyecanla çıkıyor.Önce küçük dereler halinde beş altı kaynaktan çıkan su yüz metre aşağıda içinden zor geçilen bir çay haline geliyor. biraz daha aşağıdan şelaleden aşağıya hışımla akıyor. Girleviğin bir tarafı orman, ormanın hemen üstü kar. Aşağılar renga renk çiçeklerle dolu çayırlar. Bakmaya doyum olmuyor. İnsan kendini havasıyla suyuyla eşsiz bu mekanda cennette gibi hissediyor.
Acaba turizme kazandırılamaz mı bu cennet köşe. Ama önce haziran sonu gelen yaylacıların ayağını kesmeli mekandan. Bölge her yıl kiraya veriliyor, mayıs ayında buradaki güzellikleri müşahede edenler ağustos ayındaki manzarayı görünce ağlamamak için zor tutuyor kendini. Yemyeşil çayırlarla kaplı olan alanlar,kapkara toprak olmuş, sürü sahipleri koyunlarına talimat vermiş sanki, ot yanında ot. çiçek yanında çiçek bırakmayın diye. Önce sevgi saygı lazım kainata, güzelliklere sonra sahip ve koruma. Ne diyelim bu bakılmasına doyum olmayan güzelliklere sahip bulunup sahip çıkılmasını dileyelim yürekten. Fıratın başlangıcı böyle kederli böyle gamlı, neden ben insanlara hayat sunmaya çalışırken onlar bana sahip çıkmıyor der gibi. Tuzla yıllardır akıyor sırlarını, gamını,kederini, ihanetleri bağrında saklayarak......
Tuzla Karasuyla birleşip, Fırat olup, Kemah boğazını geçerek veda ediyor ilimiz topraklarını  acaba hiç Fıratla konuşa bildik mi, derdini dinleye bildikmi, ona yakından bakabildik mi. Sular rahmet, sular hayat, hep yükseklerden doğar küçücük kaynaklardır önce, hayat taşır can taşır. Uğradığı hayat sahiplerini besler canından can katar. Sonra dere olur güçlenir,diğerleri ile birleşip ırmak olur,Fırat olur, gölet olur, baraj olur hızmet eder büyük projelere. Acaba daha güzel daha çok istifade edemez miyiz Fırattan. Rabbimiz tarafından bize ikram edilen bu rahmet hazinesiyle dostluğumuzu daha da güçlendiremez miyiz. Yüksek rakımlardan çıkıp, daha düşük rakıma doğru akar gider etrafına hayat sunarak. Ben cazibeli projelere uygunum der gibi. Cazibeli akış yani masrafsız,elektriksiz, sadece ona yol açıp buradan ak diyeceksiniz. akış mekanı yapacaksınız. o kendi gücüyle, kendi cazibesiyle akacak ve aktığı, geçtiği mekanlara can katacak. Düşünüyorum da Tercan dan başlayıp Erzincan dan geçip sınırlarımızı terk edinceye kadar kaç cazibeli proje yapıla bilir fırata, rahatlıkla onlarcası yapılabilir diyebiliriz. Çıplak olan dağlarımızın bir kısmı ladin ormanı, bir kısmı sarı çam, bir kısmı ceviz,diğer bir kısmı kayısı, kuşburnu daha neler olabilir neler.Yeter ki projelerimizi Fırata sunalım.................
Kim bilir belki bir deli gönül, memleket sevdalısı çıkar, Fırat ona o Fırata sevdalı. Ondan daha güzel nasıl istifade ederiz diye kafa yorar, projeler üretir. Akıp giden bereketi, kazanca, güzelliğe çevirir. paneller düzenlenebilir, proje yarışmaları yapılabilir. Böylece yıllardır akışını,etrafını yıkışını, bizden alıp götürüşünü seyrettiğimiz Tuzlayı. Karasuyu, Fırat ı yakından tanıyıp, tanışıp, onların gücünün, taşıdığı hayatın farkına varır da ilimizi, geçtikleri arazilerimizi cennet yaparız kapalı, açık sulama projeleriyle, Bir botanikçi bakışıyla çok eksik ve yetersizdir benim bakışım belki, mühendislik gözü ve düşüncesi ile konu ele alınmalı, samimi kafa yorulmalı ve mesai harcanmalı konuya.
Fırat sadece akmasın, etrafını yıkmasın, insanımız ona sadece bakmasın. O nun gücünün ve taşıdığı hayatın, enerjinin farkına varsın. Çünkü fırat tatlı akar.Sular için öyle buyruluyor İlahi mesajda: [Şu çok tatlıdır,hararet keser onun içimi kolaydır boğazdan rahat geçer, şu da tuzludur acıdır. Fatır 12] Ama fırat içimi kolay ve hararet keser mana ve mahiyetinde akıp dururken neden topraklarımızın harareti gittikçe yükselsin. Fırat  tatlı akar hararet kesmek için......................