Yaşadığın çevrende insanları zamanla tanır ve arkadaş olur. Değer verirsin. Arkadaşlık ilişkileri gelişerek daha ileriye doğru ona güvenmeye hatta iyiyi de kötüyü onunla tatmaya başlarsın, bazen sevgilinden bile daha değerli olur.
      Zamanla can dost olarak paradan bile değerli olur, ve çok geçmeden hatalarla karşı karşıya geldiğinde biranda kendini avutarak ‘’ hatasız dost olmaz ‘’ dersin, o anda aklıma aklıma Seyit Abdülkadir Geylani ( H.Z ) ’lerinin o muhteşem sözü ‘’ hatasız dost arayan dostsuz kalır ‘’ diyerek dostluğun devamı sağlanır. Fakat işin aslı efendilik doğruluk ve dürüstlük çerçevesinde daima devam etmesindedir. Ama istediğimiz dostluklar arası performans verimli olmayabiliyor. Belki dediğimiz kelimeler biranda ister istemez keşke kelimeleri ile kıvamı fazla kaçıyor. Yani bir mesafe desen olmaz iç içe desen yine olmaz. Bakarsın zamanla eksik tarafları görmeye çalışarak içinden çıkılmaz bir vesvese ile şeytanın maskarası olmaya doğru almış başını gider. Tabi ki daha iyi belirgin olmaya başlar ilişkiler. En iyi hakem ’in zaman olduğunu anlaya kadar fakat geç kalınır.
      Bunun yanında ilişkilerin en güzel süsü edep her zaman bir baş köşede beklerken dostun üzerinde bir elbise gibi görmek isteriz. Seyit Abdülkadir Geylani ( H.Z ) ‘lerine ; ya Gavs bu kadar güzel edebi nerden öğrendin. Zamanın Gavsül Azamı Seyit Abdülkadir Geylani ( H.Z ) ‘leri ise oradakilere ‘’ edebi edepsizlerin içinde öğrendim ‘’ der. Birde böyle denersin bu da olmaz. Olacak gibi değildir. Arttık edep yahu demekten kendini alamazsın bir türlü. Bakarsın bir gün, iki gün, üç gün ve dört gün derken artık aritmetik olarak hızla geçen zamanda tanıştığın günü unutursun. İşte o zor zamanlarında sığındığın marinaya artık gitmemeye başlarsın.
     Bir süre sonra belirsiz periyotlarla tartışmalar baş gösterir, ve artık soğumaya başlarsın. Hayal kırıklıkları gök kuşağı gibi renklenir. Aklın karışır, artık başından soğuk su dökülmüş gibi olursun. Öyle bir hal olur ki dosta balans ayarı çekmek için haddi aşan bir prensiple yaklaşır ve zaman aşımına uğratırsın. O kadar farklı cümleler kurmaya başlanır ki artık kelimeler çivisi çıkmış gibi ağzımızdan dökülmeye başlar. Uzaklaştıkça su içer gibi alkole başlarsın eski hatıralar hayali ile içtikçe içersin. Mutlu olduğun anda yanında olmasını arzular. Mutsuz olunca da çuvaldızı kendimize değil dosta batırmak için bir hışımla ‘’ eskiden böyle değildik ‘’ diyerek mırıldanmaya başlarsın.
      Hayalindeki dostu değil kendini arayan özüne dönemeyen bir zavallı gibi hissedersin. Bir şekilde dosta karşı hırs zırhı giyer gibi. Farklı dostluklar kurmaya başlasan da her defasında toslar ve vefasızlık hıncı ile bedeninde ruhun çırpınmaya başlar. Hayal kırıklıkları o kadar artar ki felaket boyutu her geçen gün açık artırım gibi artmaya başlar. Fakat açık artırımda bu felaketi görenler bir anda seni terk etmeye başlarken yanında hızla uzaklaşanları göremez kadar şaşı olursun. Artık kalp o kadar kirlenmiştir ki ne deterjanlar söker bu kiri ne de ilaçların faydası olur. Tabipler bile anlamaz bu hastalıktan artık reçeteler nerdeyse ansiklopediler gibi olmuştur. Çaresiz bir şekilde etrafına bakarak gerçekleri göremeyecek kadar bir haldesindir.
      Anlarsın fakat iş işten geçtikten sonra aklına gelmeye başlar seni mutlu eden tek şeyin ne eş, ne dost, ne de arkadaş olmadığının farkına varırsın. lodos yemiş balık gibi kendine gelmeye başlarsın. Geçici bir dünya sevgisi zehirlenmesi ile ağzın köpürür. Bir anda gözlerinde Karadeniz iklimi görülür. Biraz parçalı bulutlu birazda çevreye zarar verecek gürültülü sağanak yağışlı olursun. Dünyanın peşinden koşmanın boş olduğunu yeni okumayı öğrenmiş çocuklar gibi anlarsın ve ömrünün sonuna kadar anahtar kelime gibi ‘’ keşke ‘’ kelimesini ihtiyarlık bastonu gibi kullanırsın. Kalbi yıkamak için temizlik işçisi gibi çalışman haramlardan kaçmak için yangından kaçar gibi kaçmayı öğreneceksin.
      Allah’tan başka muktedir dost yoktur. Dost arıyorsan Allah yeter. Konuşmak istiyorsan kuran yeter. Dost ile görüşmek için namaz yeter. Nasihat için ölüm yeter. Nisa suresi 45. Ayet öze dönüşün son noktasıdır. Bendeniz denedim olmuyor duymayan kalmasın. Yapılan hataları tekrar temek aptallıktır. İbret almak ta erdemliktir. Boşuna dünyaya hiç gitmeyecek gibi yaşamanın denemesi olmuyor. Dünyada ki dost fanidir.