Nişanlı iki genç insanın hayatını kaybettiği Trafik kazası, sadece Erzincan’ın değil, olayı görüntülü olarak yayınlayan yazılı ve görsel basın aracılığı ile, ülkeninde gündemine girdi.
Ben neredeyse 50 yıldır trafik kazalarının ardından yorum yapıyorum, yıllar önceki kaza istatistiklerinde, trafik kazalarının nedeni, yüzde 90’nın üzerinde insan unsuru kusurundan kaynaklandığı belirtiliyordu. Son yıllardaki kazalara ilişkin raporlarda da yine aynı ifadeler yer alıyor.
Bunun anlamı şudur:
Demekki, insanımızı bir türlü bu konuda kusur işlemekten vazgeçiremiyoruz.
Bunca trafik önlemleri, yolların ıslahı, can ve mal kayıpları, çekilen acılar, insanımızı bu konuda ıslah etmeye yetmiyor. Dikkatsizlik, tedbirsizlik, kurallara tam olarak uymamak, aşırı hız hevesi kazaların sebebi olmaya devam ediyor. Arttırılan cezalar, sıklaştırılan kontrollar, yeterince etkili olamıyor. Şehir içinde, şehirler arası yollardan, gün geçmiyorki, trafik kazası haberleri verilmesin. Hasret kavuşturan yollar, ebedi hasrete götüren yollar oldu.
17 Kasım Pazar günü akşam saatlerinde Erzincan-Erzurum yolunda meydana gelen kazada hayatlarını kaybeden nişanlı iki genç insan henüz hayatın başında sayılırdı. İleriye dönük hayalleri, emelleri, umutları vardı. Nereden bileceklerdiki arzular, hayaller bir trafik kazasında son bulacak. Aileleri, acılar içerisinde kaybettikleri evlatlarının ardından gözyaşı dökecek.
Aslında; can kayıplarına, yaralanmalara, sakatlanmalara sebep olan kazalardan alınacak dersler olmalıdır. Sürücüler olarak, yayalar olarak, insanın kendi kusurundan kaynaklanan kazaların, yürek yakan sonuçlarına bakarak, yine kendisi gerekli önlemleri almalıdır. Her zaman dikkatli, tedbirli olmalı, risklere girmemeli, kurallara tam olarak uymalıdır.
Uymalıdırki; kazalarda yüzde 90’larda olan insan unsuru, kusuru aşağı indirilebilsin. Kazaya kurban giden insanların geride kalan aileleri perişan olmasın.
Kaza kurbanlarına Allahtan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun.
