Bugünkü Bodrum’un kalbinde, Antik Çağ’ın en görkemli anıt mezarlarından biri yükseliyordu: Halikarnassos Mozolesi. Karia’nın güçlü kralı Mausolos adına inşa edilen bu anıt mezar, mimarisi ve süslemeleriyle zamanının çok ötesindeydi. Kralın ölümünün ardından hem eşi hem de kız kardeşi olan Artemisia, bu dev projeyi tamamlamaya kararlıydı. Anıt, dört farklı Yunan heykeltıraşın işçiliğini taşıyor, yaklaşık 45 metreye ulaşan yüksekliğiyle göz kamaştırıyordu.
Heykellerle Bezeli Bir Harika
Mozolenin dört bir yanında yer alan kabartmalar ve heykeller dönemin sanat anlayışının zirvesini yansıtıyordu. 36 ince sütunun aralarına yerleştirilen heykeller, yapının sadece bir mezar değil, aynı zamanda bir sanat galerisi gibi görünmesini sağlıyordu. Piramit şeklinde yükselen çatının en tepe noktasında ise Mausolos ve Artemisia’nın dört atın çektiği bir araba içinde yer aldığı quadriga heykeli bulunuyordu.
Bir Başkentten Diğerine: Mylasa’dan Halikarnassos’a
Mausolos’un yalnızca bir lider değil, aynı zamanda bir vizyoner olduğu söylenebilir. Karia’nın başkentini Mylasa’dan Halikarnassos’a taşıması, bölgenin siyasi ve kültürel yapısını değiştirmişti. Yeni başkentin en yüksek tepesine dikilen bu anıt mezar, onun gücünü ve kalıcılığını simgeliyordu.
Depremler, Savaşlar ve Taş Ocağına Dönüşen Harika
Yaklaşık 1500 yıl boyunca ayakta kalan bu ihtişamlı yapı, 13. yüzyılda meydana gelen büyük bir depremle ciddi hasar aldı. 1402 yılında Bodrum’a gelen Saint Jean Şövalyeleri, kalıntıları taş ocağı olarak kullanmaya başladı. Mozolenin değerli taşları, Bodrum Kalesi’nin inşasında yeniden kullanıldı.
Kazılar, Taşınan Eserler ve Kalan İzler
19. yüzyılın ortalarında İngiliz arkeolog Charles Newton, alanda kazılar yaparak birçok parçayı İngiltere’ye taşıdı. Bugün Mausolos ve Artemisia’ya ait olduğu düşünülen heykeller başta olmak üzere birçok eser British Museum’da sergileniyor. Geriye ise Bodrum’da sessizce bekleyen birkaç taş blok ve geçmişin yankısı kaldı.