Günümüz Avrupa’sı, birçok farklı ülkenin, dağların, ovaların ve şehirlerin bulunduğu kıta görüntüsünden çok uzakta bir geçmişe sahip. Bilim insanlarının jeolojik verilerle hazırladığı haritalara göre, Avrupa kıtası yaklaşık 13 milyon yıl önce büyük oranda denizlerle kaplıydı. Bu dönem, yer bilimciler tarafından Miyosen Çağı olarak adlandırılıyor ve dünya tarihinin en hareketli dönemlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Jeolojik rekonstrüksiyonlar, bu çağda İtalya, Yunanistan, Balkanlar ve Anadolu'nun büyük kısmının sığ denizlerin altında bulunduğunu gösteriyor. Deniz seviyesi o kadar yüksekti ki, bugünkü Ege Bölgesi ve Marmara’nın büyük bölümü adeta suya gömülmüş durumdaydı. İç Anadolu ise kısmen su yüzeyinde kalmış, yer yer ada görüntüsüne sahipti.
Akdeniz Henüz Oluşmamıştı
Miyosen döneminde Akdeniz, bugünkü halinden çok farklıydı. Geniş bir iç deniz sistemi ve lagünler zinciri şeklindeydi. Fransa’nın güneyinden Almanya içlerine kadar uzanan birçok alan, deniz etkisi altındaydı. Britanya’nın güney kıyıları dahi suya daha yakın bir konumdaydı. İber Yarımadası, yani bugünkü İspanya ve Portekiz, alçak adacıklar ve yükseltilerle dolu bir bölgeydi.
Anadolu Tektonik Baskı Altındaydı
Bu dönem, Anadolu için de oldukça hareketliydi. Afrika levhasının kuzeye doğru hareketiyle Avrasya levhası sıkışıyor, bu da hem Anadolu’yu hem de Alpler gibi büyük dağ sistemlerini şekillendiriyordu. Henüz bugünkü boğazlar, dağlar ya da düzlükler oluşmamıştı. Ege Denizi'nin bulunduğu bölgede ise aktif tektonik faaliyetlerle birlikte deniz seviyesi sık sık değişiyordu.
Bilim Bunu Nasıl Biliyor?
Bilim insanları bu tür tarih öncesi haritaları, deniz tabanından alınan tortul örnekleri, fosil analizleri, izotop ölçümleri ve modern jeodinamik modellemeler sayesinde hazırlıyor. Özellikle petrol ve doğalgaz araştırmalarında elde edilen derin yer altı verileri, kıtaların geçmişine dair önemli ipuçları veriyor.
Dünya Sürekli Değişiyor
Bu tür haritalar, Dünya'nın yüzeyinin durağan değil, sürekli dönüşüm halinde olan bir yapı olduğunu gösteriyor. Milyonlarca yıl önce sular altında kalan yerler, bugün insanların yaşadığı kara parçaları haline gelmiş durumda. Aynı şekilde, gelecekte de karaların bir kısmı yeniden denizlerle örtülebilir.
Jeolojik zamanlar açısından bakıldığında, kıtalar adeta yaşayan dev organizmalar gibi… Sürekli hareket ediyor, şekil değiştiriyor ve tarih yazıyor.