Binlerce yıl boyunca tarih sahnesinde sessizce duran taşlar, şimdi insanlığın kolektif hafızasını açığa çıkarıyor. Pakistan’ın kuzeyinde, Shatial ile Raikot Köprüsü arasında uzanan 100 kilometrelik alanda yer alan 50.000’den fazla kaya oyması ve 5.000’in üzerinde yazıt, antik uygarlıkların zengin dünyasını gözler önüne seriyor. MÖ 9. yüzyıldan MS 16. yüzyıla uzanan bu benzersiz açık hava müzesi, İpek Yolu’nun kültürel ve dini çeşitliliğinin taşlara kazındığı dünyanın en büyük kaya sanatı arşivlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Antik Çağlardan Günümüze Uzanan Bir Sanat Yolculuğu
Pakistan’ın kuzeyindeki Gilgit-Baltistan bölgesinde, Shatial ile Raikot Köprüsü arasında uzanan yaklaşık 100 kilometrelik alan, sıradan bir dağ geçidinden çok daha fazlası. Bu bölge, kaya sanatı açısından dünyanın en büyük arşivlerinden birine ev sahipliği yapıyor. Binlerce yıl boyunca farklı kültürlerin izlerini taşıyan bu taşlar, sessizce insanlık tarihinin sahnelerini anlatıyor.
50.000'den Fazla Kaya Resmi, 5.000'den Fazla Yazıt
MÖ 9. yüzyıldan MS 16. yüzyıla kadar uzanan uzun bir dönemde yapılan bu sanat eserleri arasında:
-
Av sahneleri
-
Hayvan figürleri
-
Budist semboller ve dini ikonografi
gibi motifler dikkat çekiyor. Bölgedeki kaya yüzeylerine işlenen yazıtlar ise, Brahmi, Kharosthi, Sogdca, Çin, Tibet ve Proto-Şarada gibi farklı alfabelerde kazınmış. Bu da bölgenin ne denli çok kültürlü bir yapıya sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
İpek Yolu Üzerinde Kültürel Bir Kavşak
Burası yalnızca bir sanat galerisi değil; aynı zamanda eski dünyanın en önemli ticaret yollarından biri olan İpek Yolu üzerinde bir kültürel buluşma noktası. Farklı dinlerin, dillerin ve yaşam biçimlerinin izleri taşlarda ölümsüzleşmiş. Her bir çizim, binlerce yıl öncesinden bugüne ulaşan bir mesaj gibi.
2.900 Yıllık Sessiz Tanıklar
Bu etkileyici kaya sanatı koleksiyonu, yalnızca estetik değil, aynı zamanda tarihî ve arkeolojik bir değer de taşıyor. İnsanoğlunun düşünce dünyasını, inanç sistemlerini ve gündelik yaşamını taşlara kazıyarak bıraktığı bu izler, insanlığın kolektif hafızasının taşlarda nasıl saklandığını gösteriyor.
Küresel Miras Listesine Aday
Bölge, arkeologlar ve tarihçiler için büyük bir hazine niteliğinde. Ancak henüz dünya çapında hak ettiği ilgiyi tam anlamıyla görebilmiş değil. Uzmanlar, bu eşsiz açık hava arşivinin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.





