KÜLTÜR-SANAT

Bir Zamanlar Denizdi: Bafa Gölü’nün Sessiz Çığlığı ve Kaybolan Liman Kentleri

Ege'deki Bafa Gölü ve çevresi bir zamanlar denizdi. Antik liman kentleri Miletos, Priene ve Herakleia Latmos'un tarihini, Büyük Menderes'in coğrafyayı nasıl değiştirdiğini ve bölgenin yok olan potansiyelini keşfedin.

Abone Ol

Geçmişin denizi, bugünün tarım ovası... Ege’nin bağrında, Aydın ve Muğla illeri arasında uzanan Büyük Menderes Havzası, binlerce yıl önce bambaşka bir coğrafyaya sahipti. Bugün Söke Ovası olarak bildiğimiz bölge, zamanında Latmos Körfezi’nin bir parçasıydı. Bu körfez, bugünkü Bafa Gölü’nden ibaretti ve Herakleia Latmos (Kapıkırı) gibi liman kentleri, denizle iç içeydi.

Antik çağda Miletos, Priene ve Myus gibi şehirler, Ege Denizi’nin en önemli ticaret ve bilim merkezleri arasında yer alıyordu. Ancak Büyük Menderes Nehri’nin yüzyıllar boyunca taşıdığı alüvyonlar, bu deniz kıyılarını yavaş yavaş kara parçasına çevirdi. Bir zamanlar gemilerin yanaştığı limanlar, bugün tarım arazileriyle kaplı.

Lade Adası, yani bugünkü Batık Ada, Milet Savaşı’nın yapıldığı yer olarak tarihe geçmişken; bugün üzerinde ne bir tanıtım tabelası var ne de bir koruma çabası. Oysa bu bölgede tarihin en büyük deniz savaşlarından biri yaşandı. Miletos’un bilimsel düşüncenin doğduğu yer olması da cabası...

Ancak bu eşsiz tarihi ve ekolojik zenginlik, günümüzde maden faaliyetleriyle tehdit altında. Latmos Dağları’ndan Herakleia’ya kadar uzanan bu kadim coğrafya, plansızlık, ilgisizlik ve yok sayılan tarih yüzünden sessizce kayboluyor. Menderes Nehri ise hâlâ çalışıyor. Bir gün, bugünkü Dalyan bölgesini de denizden alıp göl haline getirecek.

Tüm bu doğal ve kültürel miras, hâlâ büyük bir turizm, tarih ve çevre bilinci potansiyeli barındırıyor. Ama bu potansiyel, yeterince bilinmiyor ve değerlendirilmiyor.