Büyüklerimiz, “Bugünün işini yarına bırakma” diyerek, zamanında yapılan işlerin önemine dikkat çekmişler. Ancak, günümüzde bu uyarı maalesef göz ardı ediliyor ve erteleme alışkanlığı, hayatımızın kaçınılmaz bir parçası haline geliyor. Erteleme hastalığı, kişinin yerine getirmesi gereken sorumlulukları bilinçli olarak sürekli ertelemesi anlamına gelir. Bu hastalık, psikolojik ve davranışsal sorunların yanı sıra iş ve okul hayatında büyük aksaklıklara yol açabiliyor.
Erteleme Hastalığı Nedir?
Erteleme hastalığı, bireylerin önceden planladıkları veya sorumluluk taşıdıkları görevleri bilinçli olarak ertelemeleri durumuna deniyor. Ancak bu yalnızca bir alışkanlık değil, aynı zamanda karmaşık bir psikolojik durum halini almış durumda. Erteleme davranışı, sadece bir görev ertelemesiyle sınırlı kalmaz; aynı zamanda duygusal, bilişsel ve davranışsal düzeyde de etkiler yaratır. Bu durum, kişi için başlangıçta yalnızca küçük bir rahatsızlıkken, zamanla büyük bir stres ve kaygı kaynağına dönüşebilir.
Özellikle bir görevin tamamlanmaması, kişiyi derin bir pişmanlık duygusuyla ve ciddi stresle karşı karşıya bırakabilir. Bu durumun alışkanlık haline gelmesi, kişinin verimliliğini düşürür ve genel yaşam kalitesine olumsuz etkilerde bulunur. Fark etmesek de günümüzde bu alışkanlıklar çok ciddi tehlike taşıyor.
Erteleme Hastalığının Nedenleri Neler?
Erteleme hastalığının birçok farklı nedeni olabilir. Bazen motivasyon eksikliği, bazen de daha karmaşık psikolojik durumlar bu duruma yol açabilir. İşte ertelemenin en yaygın sebepleri:
-
Motivasyon Eksikliği: Kişilerin üzerine düşen görevleri yapmak istememesi veya başlamak için hazır hissetmemesi, ertelemenin en yaygın sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkar.
-
Başarısızlık Korkusu: Kişinin, başarısızlık korkusu nedeniyle görevleri ertelemesi, erteleme alışkanlığını tetikleyebilir. Başarısızlık, kişinin kendisini değersiz hissetmesine neden olabilir.
-
Mükemmeliyetçilik: Her şeyi mükemmel yapma isteği, kişiyi aşırı baskı altına sokar ve bu da erteleme davranışını artırır.
-
Depresyon ve Anksiyete: Depresyon, stres ve kaygı gibi psikolojik rahatsızlıklar da erteleme hastalığını körükleyen önemli faktörlerdir.
-
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB, erteleme davranışının bir başka önemli nedenidir. Bu durum, kişinin görevini başlatamamasına yol açar ve bu da erteleme davranışına yol açar.
-
Sosyal Kaygı: Kişinin başkaları tarafından değerlendirilme korkusu da erteleme davranışını artırabilir.
Erteleme Hastalığının Belirtileri Neler?
- Görevlerin Son Ana Bırakılması: Kişi, yapılması gereken işlerin son ana kadar ertelendiğini fark eder.
- Sosyal Sorumlulukların Ertelenmesi: İş dışında sosyal sorumluluklar da ertelenebilir.
- Fiziksel ve Psikolojik Sorunlar: Uzun süre erteleme, uykusuzluk, stres, pişmanlık, ve anksiyete gibi fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
- Düşük Performans: Sürekli erteleme, kişinin üretkenliğini ve performansını düşürür.
Erteleme Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Erteleme hastalığına özel bir tıbbi tedavi olmamakla beraber kişinin davranışlarını değiştirmesi için bazı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Psikoterapi, ertelemenin nedenlerini anlamak ve bu alışkanlıkla başa çıkmak için faydalı olabilir. Kişi, erteleme davranışının kökenine inmeyi öğrenebilir ve zaman yönetimi becerilerini geliştirebilir.
Eğer erteleme, DEHB gibi bir durumdan kaynaklanıyorsa, tedavi daha fazla odaklanmayı sağlamak için ilaç tedavisi gerektirebilir. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi (BDT), erteleme alışkanlığını değiştirmek için etkili bir yöntem olabilir.
Erteleme Alışkanlığını Kırmak
Günümüzün hızla değişen dünyasında, erteleme alışkanlığı büyük bir sorun haline gelmiştir. Özellikle gençler arasında yaygın olan bu hastalık, kişisel ve profesyonel yaşamda büyük engeller oluşturabilir. “Bugünün işini yarına bırakma” sözü, büyüklerimizin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Çünkü erteleme alışkanlığı, sadece iş veya okul hayatını değil, bireyin tüm psikolojik sağlığını da tehdit edebilecek boyutlara ulaşabiliyor. Bu alışkanlıkla mücadele etmek, daha sağlıklı, verimli ve huzurlu bir yaşam için atılacak önemli bir adımdır.