Sosyal medya, mobil oyunlar ve dijital içeriklerle iç içe büyüyen çocukların, dijital reklamlara bakışıyla yetişkinlerin algısı arasında derin bir fark olduğu ortaya çıktı. 7–15 yaş arası çocuklar üzerinde yürütülen kapsamlı bir araştırma, dijital reklam farkındalığı konusunda ezber bozan sonuçlar sundu. Yapılan saha araştırmasına göre, çocukların büyük çoğunluğu dijital reklamları fark ediyor ve çoğu zaman bu içerikleri eleştirel gözle değerlendirebiliyor. Araştırmaya katılan öğrencilerin %94,7’si reklam içeriğini açıkça tanıdığını belirtirken, yalnızca %22,5’i reklamda gördüğü ürünü satın almak istediğini söyledi. Bu sonuç, çocukların reklamlara yalnızca maruz kalmadığını; aynı zamanda içerikleri analiz ederek süzgeçten geçirdiğini gösteriyor.
Yetişkinlerin Algısıyla Çocukların Gerçekliği Uyuşmuyor
Araştırma kapsamında görüşülen velilerin yalnızca üçte biri, çocuklarının reklamlara inandığını düşünüyor. Öğretmenlerin ise yarıya yakını çocukların dijital reklamlardan kolayca etkilendiğini belirtiyor. Ancak çocukların kendi beyanları, bu yetişkin algılarıyla örtüşmüyor. Uzmanlara göre bu durum, çocukların medya okuryazarlığı konusundaki gelişmiş farkındalığının yetişkinlerce yeterince anlaşılamadığını ortaya koyuyor.
Yaş Büyüdükçe Reklama Direnç Artıyor
Reklamdan etkilenerek ürün isteme oranı, küçük yaş gruplarında daha yüksek. 7–9 yaş grubunda bu oran %19,8’e çıkarken, 13–15 yaş grubunda %6,1’e kadar düşüyor. Bu da yaş ilerledikçe çocukların reklamlara karşı daha dirençli ve seçici hale geldiğini gösteriyor.
Bilgi Yetmiyor, Tutum Gelişmeli
Araştırma, çocukların reklamlara karşı kavramsal olarak farkındalık geliştirebildiğini ancak bu farkındalığın her zaman davranışsal tutuma dönüşmediğini de vurguluyor. Bu nedenle uzmanlar, medya okuryazarlığı eğitimlerinin yalnızca bilgi temelli değil, aynı zamanda tutum kazandırmaya yönelik olması gerektiğini belirtiyor.
Reklamlara Olan İlgi Azalıyor
Yaşla birlikte sadece eleştirel düşünme değil, reklamlara olan genel ilgi de düşüyor. Özellikle influencer içerikleri ve oyun içi reklamlar gibi gömülü formatlar çocuklar için kafa karıştırıcı bulunurken, bazı reklam türlerine karşı tam anlamıyla duyarsızlaşma geliştiği tespit edildi. Bu durum, reklam sektörünün yeni nesil izleyicilere ulaşmakta zorlandığını ve içerik stratejilerinde dönüşüme ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.
Yeni Düzenlemelere İhtiyaç Var
Araştırma, dijital ortamda çocuk haklarının daha güçlü korunması gerektiğine dikkat çekiyor. Reklam dilinin daha etik ve şeffaf olması gerektiği vurgulanırken, düzenleyici kurumlara dijital reklam şeffaflığı ve çocuk odaklı koruma politikaları geliştirme çağrısı yapılıyor.
Dijital ortamda büyüyen çocuklar, sanıldığının aksine reklamlara karşı daha bilinçli ve seçici. Ancak bu farkındalığın sürdürülebilir hale gelmesi için medya eğitiminin güçlendirilmesi ve sektörel etik standartların yükseltilmesi gerekiyor.





