Antik Mısır’ın en görkemli dönemlerinden birine ait eşsiz bir yapı taşı, zamanın ötesinden günümüze ulaşıyor. Kahire'deki Mısır Müzesi'nin ana salonunda sergilenen piramiton (veya piramition), bir zamanlar III. Amenemhat’ın Dahshur'daki ünlü Kara Piramidi'nin zirvesini süslüyordu. Bu etkileyici taş parçası, yalnızca mimari değil, aynı zamanda dini anlamda da büyük bir sembol taşıyor.

Orta Krallık döneminin sonlarına, M.Ö. 1850 yılına tarihlenen bu taç taşı, Tanrı Ra'nın gökyüzünden yeryüzüne indiği kutsal bir nokta olarak kabul ediliyordu. Piramitlerin tepesine yerleştirilen bu özel taşlar, altın yapraklarla kaplanarak güneş ışığını yansıtacak şekilde tasarlanıyordu. Böylece Ra’nın ışığını dünyaya yaydığına inanılıyordu.

Kara Piramit’in zirvesini taçlandıran bu piramiton, tek bir bazalt (çoğu kaynakta siyah granit olarak anılır) parçasından oyulmuş. 1.40 metre yüksekliğe, 1.85 metre taban uzunluğuna ve yaklaşık 4.5 ton ağırlığa sahip. Sadece bir köşesi kırılmış olan taş, genel yapısıyla günümüze neredeyse eksiksiz ulaşmayı başarmış nadir eserlerden biri.

Müze ziyaretçileri, yalnızca Amenemhat III’ün piramitonunu değil, diğer üç tarihi piramit taşını da yakından inceleyebiliyor. Antik Mısır’ın dini inanışlarını ve mimari dehasını yansıtan bu eserler, tarih tutkunları için eşsiz bir pencere sunuyor.

Binlerce yıl önce gökyüzüne uzanan bir piramidin zirvesinde duran bu taş, şimdi müze ışıkları altında yeniden parlıyor. Güneş Tanrısı Ra’nın simgesi olan bu taş, adeta geçmişin ışıltısını bugüne taşıyor.

Muhabir: Merve Kiraz