Diş kökü veya çevre dokulara yayılan bakteriler sonucu oluşan diş apsesi, yaygın bir sağlık sorunu olmasının yanı sıra ciddi komplikasyonlara da yol açabiliyor. Genellikle dişte zonklama, şişlik ve hatta yanakta deformasyona neden olan bu durum, geçici rahatlama sağlayan ev yöntemleriyle değil, profesyonel müdahaleyle tedavi edilmelidir.

Diş apsesi tedavisinde izlenen dört temel yöntem bulunuyor. Bunlar arasında en yaygın uygulama cerrahi drenaj yöntemi. Diş hekimi tarafından apsenin açılarak iltihabın dışarı atılması hem ağrıyı azaltıyor hem de enfeksiyonun yayılmasını önlüyor. Kanal tedavisi ise, enfekte olmuş diş pulpasını temizleyerek dişi kurtarma amacı taşıyor. Bu yöntem, özellikle kök kaynaklı apselerde oldukça etkili.

Enfeksiyonun geniş bir alana yayılması durumunda ise antibiyotik tedavisi devreye giriyor. Bazı ileri vakalarda, dişin kurtarılamaması durumunda çekim işlemi kaçınılmaz hale gelebiliyor.

Diş eti apselerine yönelik temizlik işlemleri, yani plak ve tartar temizliği, hastalığın ilerlemesini durdurmada önemli rol oynuyor. Cerrahi müdahaleler ve antibiyotik kullanımı da diş etine yayılan enfeksiyonlarda sıkça başvurulan yöntemlerden.

Uzmanlar, diş apsesi ağrısını azaltmak için tuzlu suyla gargara, soğuk kompres ya da ağrı kesici gibi yöntemlerin sadece geçici rahatlama sağladığını vurguluyor. Enfeksiyonun kalıcı olarak yok edilmesi için mutlaka diş hekimine başvurulması gerektiği belirtiliyor.

Tedavi sonrası dikkat edilmesi gerekenler de en az tedavi kadar önemli. Diş hekimi tarafından önerilen ilaçlar düzenli olarak kullanılmalı, ağız hijyenine özen gösterilmeli ve aşırı sıcak, soğuk ya da sert gıdalardan uzak durulmalı. Ayrıca, enfeksiyonun yeniden oluşmaması adına düzenli diş kontrolleri aksatılmamalı.

Uzmanlar, diş apsesinin ilerleyerek çene kemiğine ya da vücudun başka bölgelerine yayılabileceği uyarısında bulunuyor. Bu nedenle, erken müdahale hayati önem taşıyor.

Muhabir: Merve Kiraz