Dünya üzerinde öyle yerler var ki, doğanın gücünü tüm ihtişamıyla gözler önüne seriyor. Ateşin, suyun, taşın ve buharın şekillendirdiği bu oluşumlar, hem bilim insanlarının hem de macera arayan gezginlerin radarında. İşte dört kıtaya yayılmış, doğanın hem korkutan hem de büyüleyen yüzünü yansıtan eşsiz yerler...

Türkmenistan: Cehennemle Burun Buruna

Türkmenistan’ın Karakum Çölü’nün ortasında, Derveze köyünün hemen dışında yer alan ve halk arasında "Cehennem Kapısı" olarak bilinen gaz krateri, gece karanlığında alev alev yanan görüntüsüyle adeta başka bir gezegeni andırıyor. 1970'li yıllarda Sovyet jeologlarının açtığı bir sondaj kuyusunun çökmesi sonucu ortaya çıkan bu 70 metre genişliğindeki devasa krater, içindeki doğalgazın tutuşmasıyla yıllardır sönmeyen bir ateşe dönüşmüş durumda.

Turizm açısından hâlâ gelişmekte olan Türkmenistan, bu doğa olayını uluslararası bir cazibe merkezine dönüştürmeyi hedefliyor. Yılda yalnızca yaklaşık 14 bin turistin ziyaret ettiği ülke için Cehennem Kapısı, eko-turizm ve ekstrem sporlar açısından önemli bir potansiyel barındırıyor.

Yeni Zelanda: Şampanya Gibi Kaynayan Göl

Yeni Zelanda’nın Kuzey Adası'ndaki Waiotapu bölgesinde bulunan Şampanya Havuzu, ismini yüzeyine sürekli yükselen karbondioksit kabarcıklarından alıyor. Yaklaşık 900 yıl önce meydana gelen bir hidrotermal patlamayla oluşan bu sıcak su kaynağı, 65 metre çapında ve 62 metre derinliğinde. Rengârenk mineralleri ve tütmekte olan yüzeyiyle sanki başka bir dünyadan kopup gelmiş gibi.

Jeotermal zenginliğiyle bilinen bölge, Rotorua ve Taupō kentleri arasında kalan konumuyla hem bilim insanları hem de turistler için dikkat çekici bir durak.

Belize: Mavinin Derinliklerinde Kaybolun

Karayip Denizi’nin mavi sularında gizlenen Büyük Mavi Çukur, Belize kıyılarından yaklaşık 70 kilometre açıkta yer alıyor. Yaklaşık 300 metre çapında ve 124 metre derinliğindeki bu kusursuz daire biçimli deniz çukuru, Lighthouse Resifi’nin tam merkezinde bulunuyor.

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ndeki Belize Set Resifi’nin bir parçası olan bu doğa harikası, dalgıçlar için bir cennet, gökyüzünden bakıldığında ise bir doğa mucizesi. Derin suların bilinmezliğiyle ilgilenen herkesin listesinde yer alması gereken bir adres.

Venezuela: Gökyüzünden Düşen Su

Angel Şelalesi, Venezuela’nın Auyan Tepesi'nden aşağıya doğru 979 metrelik yüksekliğiyle dünyadaki en uzun çağlayan olarak biliniyor. Suları, 807 metre boyunca hiçbir kayaya çarpmadan serbest düşüş yapıyor ve bu yönüyle doğanın yerçekimine karşı sunduğu en etkileyici gösterilerden birine sahne oluyor.

1930'larda Amerikalı pilot Jimmie Angel’ın keşfiyle dünya kamuoyuna tanıtılan şelale, bugün sadece doğal güzelliğiyle değil, efsaneleşmiş keşif hikâyesiyle de dikkat çekiyor. Uçağı Auyan Tepesi'ne düşen Angel, 11 gün süren zorlu bir yürüyüşle kurtulmuş, ardından uçağı 33 yıl sonra çıkarılarak müzeye konmuştur.

ABD: Shiprock’un Göğe Uzanan Taşları

New Mexico’nun kuzeybatısında, Navajo ulusunun topraklarında yükselen devasa kaya oluşumu Shiprock, bölgeye hem ismini hem de karakterini veriyor. 600 metreden fazla yüksekliğe ulaşan bu lav tıkacı, milyonlarca yıl önce bir volkanik patlama sonucunda oluşmuş. Navajolar tarafından kutsal kabul edilen bu kaya, bölge halkı için manevi bir anlam taşırken, turistler ve doğaseverler için de etkileyici bir manzara sunuyor.

Her yıl düzenlenen Shiprock Maratonu ve Navajo Fuarı, bu uzak ama mistik bölgeyi keşfetmek isteyenler için farklı bir deneyim sunuyor.

Gezegenimizin dört bir yanında, insan eli değmeden şekillenmiş doğa harikaları bizleri bekliyor. Kimisi gökten süzülen sularla, kimisi yer altının aleviyle, kimisi de denizin derin sessizliğiyle büyülüyor. Bu benzersiz yapılar sadece birer seyahat noktası değil, aynı zamanda dünyanın ne kadar mucizevi bir yer olduğunu hatırlatıyor.

Muhabir: Merve Kiraz