Modern bankacılığın temellerinin, Antik Yunan’da atıldığını biliyor muydunuz? Günümüzde banka şubelerinde yaşanan kredi süreçlerinin benzeri, binlerce yıl önce tapınaklarda yaşanıyordu. Özellikle Efes’teki Artemis Tapınağı, dönemin finans merkezi haline gelerek tarihteki ilk organize para ticaretine ev sahipliği yaptı.
Efes Artemis’i — Yunan Mitolojisi’ndeki av tanrıçası Artemis’ten farklı olarak bol memeli figürüyle doğurganlık sembolü haline gelen tanrıça — adına inşa edilen devasa tapınak, yalnızca dini bir merkez değil, aynı zamanda ekonomik bir güç odağıydı. Tapınakta toplanan savaş ganimetleri, arazi kiraları ve şehir meclislerinin kestiği para cezaları tapınağın mali kaynaklarını oluşturuyordu.
Bu gelirler tapınak yöneticileri tarafından akıllıca kullanılıyor, isteyenlere faizle borç para veriliyordu. Kişiler, paralarını güvenli bir şekilde tapınakta muhafaza edebiliyor, dahası bu paralar “çalıştırılarak” gelir elde ediliyordu. Tapınaklar böylece hem güvenli bir saklama alanı hem de yatırım merkezi işlevi görüyordu.
Kredi sistemi ise oldukça gelişmişti. Ödünç para işlemleri kamuya açık şekilde, tanıklar huzurunda gerçekleştiriliyordu. Kredi almak isteyen kişiden mutlaka teminat isteniyor, bu genellikle bir arazi oluyordu. Tapınak yetkilileri borçlunun arazisine ipotek koyuyor, hatta bazı durumlarda borçlu kendi bedenini veya ailesini rehin olarak gösterebiliyordu.
Borç sözleşmeleri yazılı olarak hazırlanıyor, süresi dolduğunda ödeme yapılmazsa teminat devreye giriyordu. Borç ödenmediği takdirde hem borçlu hem de rehin gösterdiği ailesi köleleştirilebiliyordu.
Bu sistemin ilk kez Efes kentinde uygulanması, kenti sadece dini değil, ekonomik anlamda da bölgenin merkezi haline getirmişti. Tapınaklar bugün anladığımız anlamda olmasa da işlevsel birer finans kuruluşu gibi çalışıyordu.
Efes, bu yönüyle yalnızca antik dünyanın bir metropolü değil; aynı zamanda finansal inovasyonların da beşiği olarak kabul ediliyor.