Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 102. yıl dönümü, milli mücadeledeki kritik rolüyle tarih sayfalarında yerini almış Erzincan'da coşku ve gururla kutlanıyor. Kent, sadece bir kutlama mekanı değil, aynı zamanda Cumhuriyet’e olan inancın, yıkımdan sonra mucizevi bir dirilişin canlı tanığı olma özelliğini taşıyor. Bu coşkunun arkasında, Erzincan'ın Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşadığı çetin mücadele ve stratejik önem taşıyan köklü bir tarih yatıyor.
Mütareke Döneminde Bir Direniş Karargahı
Tarihi kayıtlar, Erzincan’ın Cumhuriyet’e giden zorlu yoldaki kritik rolünü gözler önüne seriyor. Mondros Mütarekesi’nin hemen ardından, 1919 yılında Erzurum Kongresi’ne giden yol Mustafa Kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye için Erzincan’dan geçti. Paşa, 29 Haziran - 2 Temmuz 1919 tarihleri arasında Erzincan’da konaklayarak, 13. Kolordu Komutanı Albay Kâzım Karabekir Paşa ile milli mücadele stratejilerini görüştü. Bu buluşma, Erzincan’ı Kurtuluş Savaşı’nın ilk karargâhlarından biri haline getirdi.
1939 Depremi: Cumhuriyet’in Sınanan İnşası
Cumhuriyet’in ilanından sonraki yıllarda ise Erzincan, tarihinin en büyük felaketlerinden biriyle sınandı. 27 Aralık 1939’da meydana gelen 7.9 büyüklüğündeki deprem, şehri neredeyse tamamen yerle bir etti ve on binlerce vatandaş hayatını kaybetti. Ancak bu büyük yıkım, aynı zamanda genç Cumhuriyet’in dayanışma ruhunu ve yeniden inşa azmini tüm dünyaya gösterdi.
Dönemin hükümeti, tüm imkanlarını seferber ederek Erzincan’ın yeniden inşasına başladı. Modern şehir planlaması anlayışıyla, geniş caddeler ve daha dayanıklı binalarla inşa edilen yeni Erzincan, adeta küllerinden doğdu. Bu sebeple Cumhuriyet’in 102. yılı, Erzincan’da tarihle iç içe geçmiş bir coşku ve gururla kutlanıyor.





